haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2020 Salı

Doğruysa Yuh Sana Boing

New York Times'da bugün yayınlanan bir haber normalde ülkemiz gündemine bomba gibi düşmesi gerekirken kıyıda köşede kalmış bir haber olarak kalıyor oluşunu görmenin büyük bir şaşkınlığını yaşamaktayım.
2009'da Amsterdam'da düşen THY uçağı

Haber 2009 yılında inişe geçtiği sırada düşen THY'nin İstanbul-Amsterdam seferini yapan yolcu uçağı ile ilgili. Habere göre Hollanda'lı raportörler kaza ile ilgili raporlarını hazırlarken Boeing'in baskıları sonucu kazaya karışan uçağın üreticisi Boeing'i aklamak için tüm suçu pilotlara yıkmak üzere bazı tasarım kusurlarını gizlemeyi tercih etmişler. Böyle bir olay dünya çapında ses getirmesi gereken büyük bir skandala yol açmalı. Kaldı ki New York Times gibi köklü bir gazete, ABD'nin en önemli markalarından biri olan Boeing'i zora sokacak böyle bir haberi güvenilir kaynaklara sahip olmadan yapmaz. Bu haberin son dönemde yaşanan uçak kazaları nedeniyle başı belada olan Boeing'in işini iyice zorlaştıracaktır. Havacılık sektöründe kesinlikle bir karşılığı olması gereken bu haber Boeing firmasının iyi niyetine olan güveni temelden sarsacaktır. Bir firma hatalı bir tasarım ve üretim yapabilir. Ancak hatasını açık yüreklilikle kabul eder, oluşan zararın telafisi için çaba gösterir ve hatasını düzeltmek için elinden geleni yaparsa yaşadığı krizi küçük bir hasarla atlatabilir. Ancak bir marka art niyetli davranır, hatalarının üstünü New York Times'ın itham ettiği şekilde kirli yöntemlerle ört bas etmeye çalışırsa büyük bir güven kaybına uğrar. Bu güven kaybını markanın iflası ile bile sonlanabilir. 

Olay neresinden bakılırsa bakılsın tam bir rezalettir. Boeing'in üretimi bir uçak düşüyor. Yaşanan kaza sonucunda 9 kişi hayatını kaybediyor ki bu pek çok uçak kazası için çok düşük bir rakamdır. Kazanın tüm sorumluluğu pilotlara yükleniyor. Oysa kazanın oluşumunda uçağın bazı sistemlerinin tasarımındaki hataların da payı bulunuyor. Ancak uçağı üreten firma (burada Boeing) baskı yaparak, belki de rüşvet vererek, kazanın oluşumundaki uçağın yapısından, tasarımından kaynaklanan unsurların görmezden gelinmesini sağlıyor. Havacılık sektörü açısından son yılların en büyük rezaletlerinden biri.

Öncelikle uçaklar dünyadaki en güvenli ulaşım araçları arasında başta gelirler. Normal bir insanın uçak kazasında hayatını kaybetme ihtimali bir trafik kazasında hayatını kaybetme ihtimalinden yüzlerce hatta binlerce kat daha düşüktür. Ancak uçak kazaları çok ciddi kazalardır ve pek çok uçak kazasında uçakta bulunan yolcu ve mürettebattan kurtulan olmadığı görülür. Bununla birlikte THY'nın 2009 yılında yaşadığı kazada sadece 9 kişinin hayatını kaybetmiş olması, belki de bu açıdan bakıldığında, pilotların ustalıkları ile çok daha kötü sonuçlanabilecek bir kazayı minimum hasarla atlatmayı başardığını da gösteriyor olabilir. Bu haberden sonra acaba suçlanan pilotlar aslında birer kahraman mıydı sorusunu da sormak gerekiyor. 

Ayrıca bu olayın büyük ses getirmesi gerekiyor. THY'nın acilen Boeing firmasına vermiş olduğu siparişleri sözleşmeleri müsaade ediyorsa iptal etmesi ve bir daha Boeing'ten uçak siparişi vermeyeceğini açıklaması ve sadece açıklamayla kalmayıp Boeing'ten en azından çok uzun bir süre yeni uçak siparişi vermemesi gerekiyor. Bu benim THY'den beklediğim bir harekettir. Hatalarını kabullenmeyen, kirli oyunlarla hatalı tasarım ve üretimlerinin suçlarını başkalarına yıkmaya çalışan, sicili zaten 737 Max uçakları ile ilgili yaşananlar yüzünden şüpheli hale gelmiş bu firmadan uçak almak tek kelime ile aptallık olacaktır. 

Ayrıca New York Times'ın haberin Hollanda'nın havacılık sektörünün de güvenilirliğini sorgulanır hale getirmektedir. Baskılara boyun eğerek gerçekleri saklamak ve saptırmak suretiyle büyük ve güçlü olanı korumak, hataların çok pahalıya mal olduğu ve bu nedenle hatalara karşı toleransın minimum düzeyde tutulduğu, hatta tolerans hakkı tanınmadığı havacılık sektörü açısından kabul edilemez bir durumdur. 

Yuh sana Boeing, yuh sana Hollanda!!!



28 Şubat 2010 Pazar

Medeniyetler İttifakı Ve İspanya'daki Son Heykel

Medeniyetler ittifakının ne olduğunu herkes biliyor diyemeyiz ancak hakkında çok şey duyduk. Bu konuda çok sayıda şüphe ve komplo teorileri mevcut. Aslında haksız da sayılamayacak bir şekilde medeniyetler birbirine güvenme konusunda o kadar da istekli değil. Ancak en azından söylemlere yansıyan amaçlar, dünya barışını sağlamaya yönelik olduğu için, bu ittifakı sağlamaya çabalayanların başka amaçaları var ise bile, bir şekilde medeniyetler ittifakı sağlanmalı. Sağlanmalı ki en azından etnosantrik bir düşünce yapısıyla, farklı medeniyetler daha fazla birbirini ötekileştirmesin, farklılıklar daha kolay kabul edilebilir olsun. Böylelikle farklı medeniyetler birbirine karşı düşmanca davranmaktan ve dünyayı kana boyamaktan kurtulabilir.

Şimdi gelelim heykele. Önce aşağıdaki videoyu seyredin, sonra yazıya devam edelim.



Heykeli gördünüz. Haberde sanki heykeltraşın amacı müslamanları aşağılamak olarak yansıltılıyor. Şimdi kendinizi heykeltraş yerine koyun ve böyle bir heykel yapmak istediğinizi düşünün. Secde eden bir müslümanın heykelin en altında bulunması oldukça akla uygun geliyor. Şekil itibari ile heykelin kaidesi oluyor da denilebilir. Ayrıca amaç eğer bir dini aşağılamak ise, diğer dinler de aşağılanmış oluyor. Heykelin en üstünde bulunan musevinin elinde Kuran var, ve musevi Kuran okuyarak dua ediyor. Ayrıca, hrıstiyanın elinde de tesbih var ve incil yerde duruyor. Yani Kuran yerde değil en yüksekte. Burada heykeltraşın amacı müslümanlara hakaret etmek değil, medeniyetler ittifakının nasıl olması gerektiği hakkındaki algılamasını sanatına yansıtmak.

Ancak musevinin en yüksekte durması nedeni ile, İsrail politikalarını da göz önünde bulundurarak yine çeşitli teoriler üretilebilir. Ancak heykelin yapılış amacı belli. Bir heykel bu kadar amacı çarpıtılarak haber yapılabilirdir. Bu heykel Danimarka'daki karikatürlerden çok farklıdır. Orada resmen diğer dinlerin değerlerine saygısızlık söz konusu iken, burada amaç dinlerin bir arada olabileceğini göstermektir.

Ayrıca secde eden müslümanın en altta oluşunu bir hakaret olarak algılamak yerine, islamın tüm semavi dinlerin temeli oluşunun timsali olarak görmek de mümkün. Ancak haberi yapan dar kafalı zihniyet bunu böyle algılayamaz, algılamayacaktır.