klasik müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
klasik müzik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mart 2015 Çarşamba

Neden Klasik Müziği Seviyorum

Müziği severim ve hemen her tür, her tarz müziği dinlerim. Başlığa bakıp pop, rock, elektronik vb. müzik türlerine ve bu müzik türlerinin alt türlerine laf atıp onları müzikten saymayacağım düşünülmesin. Kulağıma hoş gelen her müziği dinlerim. Dinlemekten genelde keyif almadığım tek müzik türü arabesktir. İnsan aynı anda Neşet Ertaş, Müzeyyen Senar, bir yandan Bülent Ortaçgil ve Bach hayranı olabiliyor. Bunları severek dinliyor olması, Metallica, Slipknot, Iron Maiden dinlemeyeceği anlamına gelmiyor.

Kulağıma hoş gelen her müziği dinlerim, buna pop müzik de dahil. Ancak bizdeki pop müzik daha önce de bir yazımda eleştirdiğim gibi, pek müzik değil. Alt planda sadece tempo veya basit bir iki akor ile çalınan gitar, dur karklı akıcı olmayan melodi gibi pek çok eksikliğe sahip özensiz şarkılar keyif vermekten ziyade sinirlerimi geriyor. Arada iyiler yok değil elbette. Ancak kötülere maruz kalmamak için müzik kanallarını ve Türkçe pop müzik çalan radyoları pek dinlemediğimden, güncel kaliteli yerli pop şarkıları fark etmem çok zaman alabiliyor.

Zevkler ve renkler tartışılmaz elbette ancak, ülkemizde klasik müziğe karşı tuhaf bir tutum karşı duruş var. Bu ülkede milyonlarca insan saçma sapan pop müzikleri dinliyor, iç karatıcı, insanı hayattan soğutucu ve pasivize edici damardan damardan vuran arabesk şarkıları dinleyenler var, halk müziğini ve sanat müziğini severek dinleyenler var...Ancak klasik müzik dinleyene rastlamak pek mümkün değil.

Oysa klasik müzik saf bir müzik. Sizi alıp tamamen size has, size özel alemlere götürecek, bazen çocuklaştıracak bazen aşık edecek bazen savaştıracak bazen barıştıracak bazen seviştirecek bir müzik. Üstelik eğer operet falan dinlemiyorsanız, sözlerden de tamamen bağımsızsınız. Bu çok önemli bir ayrıntı. Çünkü şarkı sözleri insanda ayrı bir etki yapar, yönlendirir. İnsan zihnini, duygu ve düşüncelerini etkiler. Ancak sadece enstrümanları dinlediğinde insan zihni hür olarak kendi iç dünyasında sadece kendine has bir şekilde müziği algılayıp sadece kendine has duygu ve düşüncelere dalabilir.

Dineyin, haksız mıyım siz karar verin...

25 Haziran 2012 Pazartesi

Sabahın erken saatlerinde genelde klasik müzik ya da enstrümantal birşeyler dinlemek çok hoş olabiliyor. Belki pek çok kişi sabah sabah da klasik müzik nasıl olur da güzel olabilir diye düşünebilir. Ancak, şöyle kahvenizi ya da çayınızı yudumlarken arka fonda hafif bir müzik olunca insan kendin çok huzurlu hissediyor. Pop, Rock ve diğer müzik türlerini de küçümsememek gerek tabi ki. Sabah sabah canlı, kıpır kıpır, zıpır şarkılar eşliğinde kendinizi yaşam enerjisi ile doldurabilirsiniz. Ama klasik müziğe bir defa alışınca insan, Tıpkı Türk Kahvesi müdavimi olmuş kahvekolikler gibi, bir daha vazgeçilemiyor.

Her müziğin de kendine göre yeri olabiliyor. Rakı sofrası denilince hemen Türk Sanat Müziği çınlar insanın kulağında. Belki benzemez kimse sana, belki bu akşam bütün meyhanelerini dolaşırsınız İstanbulun...

Halk müziğini es geçmemek gerek. Özellikle de yıllanmış olanları. Öyle Türkülerimiz var ki, taşıdığı damıtıla damıtıla içinde kaybolacağınız bir anlam taşır hale gelmiş ve anlatmaya sayfaların yetmeyeceği mısralar ve yanık bir melodi... Bu topraklarda büyüyüp de halk müziği dinlemeyenin özü özümüzden değildir.

İnsanlar müziği genelde bir iki şekilde dinler. Ancak sanat evrenseldir ve tüm müzik türlerini dinlemek gerekir. Hem halk müziği dinleyebilmek hem de Bach, Chopin dinleyebilmek... Yerine ve zamanına göre, her müziği tatmak gerek...

Ancak sözümde ısrarlıyım... Sabah sabah klasik müzik ya da solo enstrümanlar hoş oluyor. Şu aralar Anjelika Akbar dinliyorum sabahları... Özellikle bugün, Pazartesi stresimi azaltmamda çok faydalı oldu...