1 Mart 2012 Perşembe
Kartalkaya'yı Ateşleyenler
Hayalin bir dağın tepesine karlarla kaplı olsa da ateşle iz bırakmak kadar zor bir şey olsa bile peşini bırakma. Önce hayal eder, sonra o hayale inanırsın; nasıl yapabileceğini tasarlar ve denersin, yılmadan. Yeterince denersen, neden olmasın?
Onlar tam da bunu yaptı. Karlarla kaplı Kartalkaya’nın zirvesine ateşle iz bırakabileceklerine inandılar. Burn, sadece ihtiyaç duydukları cesaret ve enerji desteğini sağlayarak bir hayali ateşledi. Onlar da tutkularının peşinde yola çıktılar. Boardlarını hazırladılar, pompalarla modifiye ettiler, rampalarını kurdular ve kaydılar. Olmadı, baştan aldılar, onları amaçlarına ulaştıracak şartları gerçekleştirmeyi başarana kadar, tekrar tekrar.
Ve 3. gün de bitip gece yarısı olduğunda Kartalkaya’da istedikleri ateşi yakmayı başardılar. Çektikleri videoyla da ‘İçindeki kıvılcım nasıl kocaman bir ateşe dönüşür’ü hepimize gösterdiler. Tutku ve cesaretle yanmayacak ateş yoktu, inandık. Burn, gençleri tutkularından başka bir şeye kulak asmadan, istediklerini alana kadar denemeye, vazgeçmeden denemeye çağırıyor. Tutkuları cesaretle besleyen kocaman bir ateş yakmak için Burn gençleri ateşlemeye devam edecek.
İçindeki kıvılcımı farket ve büyüt. Burn ateşler.
http://www.facebook.com/BurnTurkiye
Bir bumads advertorial içeriğidir.
TL'ye Yeni Simge! Tam Bir UCUBE!
TL'na yeni bir simge arayışı içinde olunduğundan bile yakın bir tarihe kadar haberim yoktu. Ancak zaman zaman bunun bir eksikliğini hissederdim. TL'nin yeni simgesinin açıklanacağını duyduğumda hem heyecanlanmış hem de meraklanmıştım. Ancak her nasılsa beğenilen simge tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu benim için.
Herşeyden önce simgede aşırı köşeli hatlar kullanılmış olmasını yadırgadım. Bildiğiniz gibi modern tasarımlarda köşeli hatlardan olabildiğince uzak duruluyor. Sonra çapaya benzetilen, zokaya da benzeyen eğri kısım, hem olduğu yerde çok iğreti duruyor hem de asimetrik yapısı ile görsel açıdan dengeyi bozuyor.
T harfinin simgelendiği kısımdaki paralel pozitif eğimli çift şerit simgedeki en güzel detay, ancak neden çift şerit?
İnternette simgenin başbakanımızın adını yansıttığı yönünde iddialar var. Dikkat edince doğruluğunu gördüm. T harfi zaten simgede bulunuyor. Çift şerit ile yarım çapanın birleşmiş halini de E'ye benzetebiliriz. Ancak bu bir varsayım.
Yeni simgenin Ermenistan parasının simgesinin ters çevrilmiş hali olduğu yönündeki iddialar da var. Ciddi anlamda doğru bir iddia, çünkü neredeyse birebir aynısı oluyor.
El yazısı ile bu simge yazıldığında Euro'nın simgesi olan €'ye çok benzeyeceği de söyleniyor ve haksız bir iddia olduğu da söylenemez.
Son olarak paramızın yeni simgesi tam anlamıyla bir ucubeye benziyor. Üstelik finale kalıp elenenler de pek başarılı değil. Ancak yine de finale kalanların pek çoğu, seçilen simgeden çok daha başarılı. Ayrıca Kuruş için neden bir simge yok. Cent için var.
TL'nin yeni simgesi |
Herşeyden önce simgede aşırı köşeli hatlar kullanılmış olmasını yadırgadım. Bildiğiniz gibi modern tasarımlarda köşeli hatlardan olabildiğince uzak duruluyor. Sonra çapaya benzetilen, zokaya da benzeyen eğri kısım, hem olduğu yerde çok iğreti duruyor hem de asimetrik yapısı ile görsel açıdan dengeyi bozuyor.
T harfinin simgelendiği kısımdaki paralel pozitif eğimli çift şerit simgedeki en güzel detay, ancak neden çift şerit?
İnternette simgenin başbakanımızın adını yansıttığı yönünde iddialar var. Dikkat edince doğruluğunu gördüm. T harfi zaten simgede bulunuyor. Çift şerit ile yarım çapanın birleşmiş halini de E'ye benzetebiliriz. Ancak bu bir varsayım.
Finale kalan simgeler |
Yeni simgenin Ermenistan parasının simgesinin ters çevrilmiş hali olduğu yönündeki iddialar da var. Ciddi anlamda doğru bir iddia, çünkü neredeyse birebir aynısı oluyor.
El yazısı ile bu simge yazıldığında Euro'nın simgesi olan €'ye çok benzeyeceği de söyleniyor ve haksız bir iddia olduğu da söylenemez.
Son olarak paramızın yeni simgesi tam anlamıyla bir ucubeye benziyor. Üstelik finale kalıp elenenler de pek başarılı değil. Ancak yine de finale kalanların pek çoğu, seçilen simgeden çok daha başarılı. Ayrıca Kuruş için neden bir simge yok. Cent için var.
26 Şubat 2012 Pazar
Türk Bankaları Müşteri Düşmanı Mı?
Ülkemizde faaliyet gösteren bankaların çeşitli uygulamaları sık sık medyada eleştirilen bir konudur. Bankaların üst düzey yöneticileri ise verilen her hizmetin bir karşılığının olması gerektiği tezi ile kendilerini savunurlar. Bu bir yere kadar doğrudur. Banaklara hayır kurumu değildir ve faaliyetlerinden, sundukları hizmetlerden kar etmek durumundadır. Ancak bu müşterilerini adeta soyarak anormal kar ediyorlarsa, bunu haklı gösteremez. Şimdi bir durum tespiti yapalım.
Öncelikle bankacılık sisteminin mantığına bakalım. İlk bankalar altın saklamak için kurulmuştu. Zenginler sahip oldukları altınları daha güvenli olan bankalarda tutuyorlardı. Sonra nakit de kabul etmeye başladılar. Birikim yapan insanlar, paralarını evde tutmaktansa bankaya yatırmaya başladılar. Hem evlerinden daha güvenli idi hem de evlerinde dururken enflasyon karşısında değer kaybeden paraları, bankada nemalanarak gelir getiriyor, en kötü ihtimalle değerini koruyor. Bankalar ise belli bir faiz vaadi ile birikim yapan insanların paralarını alır,topladığı nakit ile kredi arayışı içinde olan özel ve tüzel kişilere fon sağlar yani borç verir, elde ettiği gelirin bir kısmını da faiz olarak müşterileri ile paylaşır yani onlara faiz öder. Yani bankalar faiz vaadi ile halktan fon toplayan ve bunu kredi olarak işadamlarına ya da bireylere kullandıran ya da devlete borç veren, bu yolla gelir elde eden kurumlardır. Bankaların temel gelir kaynağı budur. Bunun dışında çeşitli bankacılık ve aracılık hizmetlerinden de gelir elde edebilir.
Buraya kadar herşey normal. Ancak bankalar müşterileri ile iletişim kurabilmek için gerekli fiziki ve fiziki olmayan her türlü ortamı sağlamalıdırlar, hem de en güvenli şekilde. Fiziki ortamdan kasıt şubelerdir. Hiçbir banka biz şu kadar şube açtık, bu kadar insan çalıştırıyoruz, bunun bize çok maliyeti var ve bu maliyeti de müşterilerimize yansıtacağız deme hakkı yoktur. Bu gereklilikler bankanın zaten faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan şeylerdir.
Bankalar kredi kartları için bankadan bankaya ve karttan karta ( klasik, gold, platinum vb ) değişen miktarlarda aidat adı altında ücret talep etmekte. Hukuki anlamda böyle bir ücret talep etmeye haklarının olmadığı uzun süredir biliniyor ve hakkını arayarak durumu yargıya taşıyan müşteriler ödedikleri aidatları geri alıyorlar. Üstelik artık 10 yıla kadar geriye dönük olarak da aidatları talep edebilecekler. Burada bir düşünelim. Bankaların kredi kartları genellikle her yıl yenilenmez. Yani banka size bir kart verir ve siz bu kartı birkaç yıl kullanırsınız. Bir kartın ilk basım maliyeti bankaya kaç TL'dir ve kart sahiplerinin kart kullanımından dolayı banka müşteri başında ortalama yılda kaç TL kar etmektedir?
Bir bankanın kendi şubeleri arasında olsa dahi para transferi ( Havale ) yapılması durumunda yine bankadan bankaya çeşitli tutarlarda ücret talep edilmekte. Bu işlemin günümüz teknolojisinde bankaya gerçek maliyeti acaba nedir?
Bazı bankalar her fatura ödemesi için yine değişen oranlarda komisyon almakta. Fatura ödemelerinin bankalara maliyeti nedir ? Bu işten kar mı ediyorlar yoksa zarar mı?
Şimdi de internet bankacılığını kullananlara ücret geliyor. Bildiğiniz gibi artık internet bankacılığı için her banka SMS ile ya da bir başka yolla müşteriye tek sefer geçerli olacak bir şifre temin etmek durumunda. İşte artık bankanızın internet şubesine giriş yapabilmeniz için telefonunuza gelecek her SMS ücretli olacakMIŞ.
Oysaki çağımızın tekonolojisi ile bankalar internet ortamında müşterileri ile bir araya gelerek çok daha az şube ve çok daha az çalışana ihtiyaç duyarak çok daha fazla sayıda müşteriye hizmet götürebiliyor. Yani müşterilerin tüm işlemler için banka şubelerine gittiği eski sisteme göre çok daha az şube ve personele ihtiyaçları var. Dolayısı ile internet bankacılığının bankaların giderlerini düşürücü bir etkisi olması gerekir. Bu bankalara bir yük getirmemeli, tam aksine verimliliği artırıcı ve tasarruf sağlayıcı bir etki sağlaması gerekir. Ancak SMS'leri ücretlendirerek bankalar sağlanan verimlilik artışı ve tasarruf ile yetinmediklerini gösteriyorlar.
Herşeyden önce, bankaların müşterileri ile ilgili her türlü işlemde ücret talep etmeleri, acaba müşterilere daha nasıl yüklenebilirim, onları biraz daha nasıl soyabilirim mantığı ile hareket etmeleri, müşteriler açısından kabullenilmesi pek mümkün olmayan bir durumdur. Bununla birlikte ne yazık ki bankalar olmadan artık yaşayamıyoruz. Bankaların bize, bizlerin de bankalara ihtiyacı var. Üstelik pek çok müşteri hakkını hukuki yollarla arayacak kadar zamana ve paraya sahip değil. Dava açmak bile masraflı bir iş ve davaların ne kadar sürede sonuçlanacağı da bir soru işareti.
Son olarak ülkemizde her ne kadar çok sayıda banka olsa da, müşterilerini yukarıda saydığımız yollarla soyma konusunda hepsi aynı diyebiliriz. Bu konuda bir rekabet içine girmişler ise, bu rekabet müşterilerine daha iyi, daha güvenli ve daha ucuz hizmet götürme yarışını değil, müşterilerini daha çok soyma yarışını gösteren bir rekabet olsa gerek.
İnternet Bankacılığı |
Öncelikle bankacılık sisteminin mantığına bakalım. İlk bankalar altın saklamak için kurulmuştu. Zenginler sahip oldukları altınları daha güvenli olan bankalarda tutuyorlardı. Sonra nakit de kabul etmeye başladılar. Birikim yapan insanlar, paralarını evde tutmaktansa bankaya yatırmaya başladılar. Hem evlerinden daha güvenli idi hem de evlerinde dururken enflasyon karşısında değer kaybeden paraları, bankada nemalanarak gelir getiriyor, en kötü ihtimalle değerini koruyor. Bankalar ise belli bir faiz vaadi ile birikim yapan insanların paralarını alır,topladığı nakit ile kredi arayışı içinde olan özel ve tüzel kişilere fon sağlar yani borç verir, elde ettiği gelirin bir kısmını da faiz olarak müşterileri ile paylaşır yani onlara faiz öder. Yani bankalar faiz vaadi ile halktan fon toplayan ve bunu kredi olarak işadamlarına ya da bireylere kullandıran ya da devlete borç veren, bu yolla gelir elde eden kurumlardır. Bankaların temel gelir kaynağı budur. Bunun dışında çeşitli bankacılık ve aracılık hizmetlerinden de gelir elde edebilir.
Buraya kadar herşey normal. Ancak bankalar müşterileri ile iletişim kurabilmek için gerekli fiziki ve fiziki olmayan her türlü ortamı sağlamalıdırlar, hem de en güvenli şekilde. Fiziki ortamdan kasıt şubelerdir. Hiçbir banka biz şu kadar şube açtık, bu kadar insan çalıştırıyoruz, bunun bize çok maliyeti var ve bu maliyeti de müşterilerimize yansıtacağız deme hakkı yoktur. Bu gereklilikler bankanın zaten faaliyetlerini yürütebilmesi için gerekli olan şeylerdir.
İnternet Bankacılığı Artık Ücretli Olacak! |
Bir bankanın kendi şubeleri arasında olsa dahi para transferi ( Havale ) yapılması durumunda yine bankadan bankaya çeşitli tutarlarda ücret talep edilmekte. Bu işlemin günümüz teknolojisinde bankaya gerçek maliyeti acaba nedir?
Bazı bankalar her fatura ödemesi için yine değişen oranlarda komisyon almakta. Fatura ödemelerinin bankalara maliyeti nedir ? Bu işten kar mı ediyorlar yoksa zarar mı?
Şimdi de internet bankacılığını kullananlara ücret geliyor. Bildiğiniz gibi artık internet bankacılığı için her banka SMS ile ya da bir başka yolla müşteriye tek sefer geçerli olacak bir şifre temin etmek durumunda. İşte artık bankanızın internet şubesine giriş yapabilmeniz için telefonunuza gelecek her SMS ücretli olacakMIŞ.
Oysaki çağımızın tekonolojisi ile bankalar internet ortamında müşterileri ile bir araya gelerek çok daha az şube ve çok daha az çalışana ihtiyaç duyarak çok daha fazla sayıda müşteriye hizmet götürebiliyor. Yani müşterilerin tüm işlemler için banka şubelerine gittiği eski sisteme göre çok daha az şube ve personele ihtiyaçları var. Dolayısı ile internet bankacılığının bankaların giderlerini düşürücü bir etkisi olması gerekir. Bu bankalara bir yük getirmemeli, tam aksine verimliliği artırıcı ve tasarruf sağlayıcı bir etki sağlaması gerekir. Ancak SMS'leri ücretlendirerek bankalar sağlanan verimlilik artışı ve tasarruf ile yetinmediklerini gösteriyorlar.
Herşeyden önce, bankaların müşterileri ile ilgili her türlü işlemde ücret talep etmeleri, acaba müşterilere daha nasıl yüklenebilirim, onları biraz daha nasıl soyabilirim mantığı ile hareket etmeleri, müşteriler açısından kabullenilmesi pek mümkün olmayan bir durumdur. Bununla birlikte ne yazık ki bankalar olmadan artık yaşayamıyoruz. Bankaların bize, bizlerin de bankalara ihtiyacı var. Üstelik pek çok müşteri hakkını hukuki yollarla arayacak kadar zamana ve paraya sahip değil. Dava açmak bile masraflı bir iş ve davaların ne kadar sürede sonuçlanacağı da bir soru işareti.
Son olarak ülkemizde her ne kadar çok sayıda banka olsa da, müşterilerini yukarıda saydığımız yollarla soyma konusunda hepsi aynı diyebiliriz. Bu konuda bir rekabet içine girmişler ise, bu rekabet müşterilerine daha iyi, daha güvenli ve daha ucuz hizmet götürme yarışını değil, müşterilerini daha çok soyma yarışını gösteren bir rekabet olsa gerek.
24 Şubat 2012 Cuma
Dikkat: Rumeli Hisarı'nda Ejderhalar Var!
"Eski aşklar Yeşilçam'da kaldı" lafı klişe olmaya yüz tutmuşken, fırtınalı sevdalar, çekişmeli ilişkiler günümüzde hem magazin basınında hem de yakın çevremizde -buna kendimiz de dahil- karşımıza bolca çıkıyor. Sevgilimizi elimizden almak isteyen dış mihraplar yoğun şekilde çalışırken bize de biricik aşklarımızı elimizde tutmak için yapmamız gereken çok iş düşüyor. Bu konuya nereden geldiğimi açıklıyorum!
8x4 yeni deodorantları Beauty ve Beast için muhteşem bir project mapping uygulaması daha yapmış. Gösterinin hikayesi kısaca şöyle: romantik bir aşk hikayesi kötü niyetli bir ejderhanın tehdidi altına giriyor. Kahraman erkeğimiz çekici kokusunun da yardımıyla güzel kızı kurtarıyor ve hikaye mutlu bir şekilde sona eriyor.
8x4 dünyasını Facebook'tan takip etmek isteyenler; http://www.facebook.com/8x4Turkiye
Bir bumads advertorial içeriğidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)