19 Mayıs 2011 Perşembe

Seçimler Öncesi Çirkinleşen Siyaset

Yaklaşan seçim öncesinde siyesi parti liderleri ortamı iyice gerginleştirmeye başladılar. Gerek sayın başbakan Recep Tayyip Erdoğan oldu gerek CHP genel başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu olsun, Türkiye'deki siyasi ortamın gerginleşmesinde başrolü oynuyorlar. Birbirlerine karşı kullandıkları dilden çağdaş bir Türk genci olarak oldukça rahatsızım ve bu rahatsızlığı hisseden tek kişi olmadığımın da farkındayım.

Önelikle sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçtiği sözcükler beni oldukça huzursuz ediyor. Ülkemin köklü siyasi partilerinden birinin liderinin ağzından böyle çirkin ifadelerin döküldüğünü, hele hele hedefte, bu ülkede milyonların oyunu almış bir parti ve o partinin genel başkanı ve başbakanın olması insanı çok daha fazla rahatsız ediyor. AKP taraftarı ya da karşıtı olabilirsiniz, yaptıklarını beğenebilirsiniz ya da eleştirebilirsiniz ama bu size bu ülkedeki seçmenin neredeyse yarısının oyunu alan bir partiye ve o partinin liderine hakarete varan sözler sarf etme hakkını vermez. Bu yapılan AKP'ye oy veren binlerce insana da hakaret etmek demektir aynı zamanda. Bu ülkedeki tüm siyasi part mensupları birbirlerini eleştirirken çok daha seviyeli bir dil kullanmalıdır, çok daha dikkatli olmalıdır. Ancak üzülerek şu anda meydanlarda parti liderlerinin birbirine oldukça çirkin bir dil ile saldırdığını görmekteyiz. Ülkemdeki siyasi dilin böyle çirkinleşmesinden üzüntü duyuyorum.

İşin çok daha tuhaf olan tarafı, MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli'nin sarf ettiği püskevit ifadesinin gündemi çokça meşgul ederken, ülkemizdeki medya ve internetteki sosyal paylaşım sitelerinde çirkinleşen dile yönelik yeterli eleştirinin yer almamış olması. Bu durum halkın böyle çirkin bir dil ile siyaset yapılmasını kanıksadığını göstermesi bakımından da önemlidir ve benim hissettiğim rahatsızlığı da artırmaktadır.

Diğer taraftan DTP'nin desteklediği bağımsız adayların tehditkar söylemleri de ne kendilerine ne de bu ülkeye bir fayda sağlayacaktır.

İsterdim ki partiler birbirlerine böyle çirkin bir dil ile saldıracaklarına daha düzeyli bir dil kullansınlar ve birbirlerine saldırarak oy almaya çalışacaklarına vaatleri ile ön plana çıkmaya çalışsınlar. Olması gereken bu değil midir?

Sayın başbakanın kullandığı dilin sertliği de sık sık kendinin de ifade ettiği demorasiye hiç yakışmıyor. Sürekli bir tehditkar tavır, sürekli sert ve otoriter bir ses tonu... Sanki karşımızda demokratik bir cumhuriyetin başbakanı değil de otoriter bir sistemin yöneticisi, bir diktatör duruyor. Bir diktatöre yakışacak bir dil ile konuşan bir başbakan beni huzursuz ediyor.

Ne zaman seviyeli bir siyasete kavuşacağız merak ediyorum ama bu konuda çok ümitli olduğumu üzülerek söyleyemiyorum.

Hiç yorum yok: