Bu soru ilk defa insanlık tarihinde kimin aklına geldi bilmiyorum ama, tarih boyunca sayısız defa sayısız insan tarafından sorulduğu ve gelecekte de sorulacağı, ancak doyurucu bir cevabın pek de bulunamayacağı aşikar. Yazıya böyle başlayınca, bu yazıda başlıktaki soruya bir cevap veremeyeceğimi daha ilk cümlede itiraf ettiğimi farkedip, neden bu yazıyı yazdığımı sorgulayabilirler. Önemli olan sormak ve bir cevap aramak, cevabı bulmak değildir her zaman.
İnsan doğadaki diğer canlılardan çok da farklı olmayan bir varlıktır. Onlar gibi doğar, büyür ve ölür. Diğer canlılar adeta belli bir amaç için programlanmış robotlardır. İnsanın ise doğuştan sahip olduğu program, diğer canlılardan farklıdır. İnsan doğadaki yapay zekaya sahip robottur bir bakıma. Bu nedenle kendi kararlarını kendisi verebilir ve bu onu diğer canlılardan ayıran en önemli farktır. Bu özellik çoğu zaman akıl olarak adlandırılır. Ancak insanların zaman zaman verdikleri kararlara baktığımızda, pek de akıllca olmadığı da açıktır. Yani aslında sözünü ettiğimiz şey, aklın dışında bir şey.
Doğadaki canlılara bakmak, konuyu basitleştirmek ve anlaşılmasını kolaylaştırmak adına faydalı olacaktır. Doğadaki canlılar doğar, büyür, yetişkin olana kadar besin zinciri içinde bir avcıya yem olmaz ya da bir rakip avcı tarafından öldürülmez ise kendine bir eş bulma ve neslini devam ettirme şansını bulabilir. Bitkiler için durum biraz daha farklı olduğundan hayvanlar üzerinden gidelim. Tüm bu döngü içinde doğadaki rolünü de eksiksiz yapar. Avcı ise avlanır, av ise kaçar. Varlığı ve yaşamı ekosistemin dengesini sağlar. Tüm canlıların yaşamının birinci amacı ekosistemin devamını sağlamak, sonra neslinin devamını sağlamaktır. Hatta bu neslinin devamını sağlama olayını ekosistemin bekasını sağlamanın içinde sayabiliriz. Rolünü eksiksiz yapan canlı zamanı gelince ölür.
İnsnalar da diğer canlılar gibi, doğar, büyür, neslinin evleniip çocuk yaparak neslinin devamını sağlar sonra yaşlanıp ölür. Buraya kadar pek bir farklılık yoktur. Ancak asıl fark insan ile ekosistem ilişkisinde görülür. İnsan dediğimiz canlı, ekosistemdeki hiçbir döngü için gerekli olmayan bir canlıdır. Dünyaya insanoğlu hiç gelmemiş olsaydı, dünyadaki doğal düzen aynen devam ederdi. Hatta insan varlığı ile doğadaki düzeni bozmaktadır. Doğadaki düzeni bozan tek canlı insandır ancak bu konu insanın neden yaşadığına bir cevap olamaz.
Konuya dini açıdan baktığımızda insan hayatı bir sınavdır ve öldüğünde, yani sınavdan çıktığında bir not alacak ve bu nota göre de ödül ya da ceza alacaktır. İnsanların yaşamının nedeni kusursuz bir biçimde bu şekilde insanları rahatlatan bir temele oturur. Ancak bu temelin altı boştur. Din kitapları ve inançlar dışında hiçbir maddi kanıt bu savı doğrulamaz. Bu nedenle Atesit olarak bilinen insanlar vardır ve onlar hayatın bir sınav olduğuna inanmazlar.
Esasında sorun neden var olduğumuzdur. Yani var oluş amacımız. Felsefede determinizm bu konuya bir açıklık getirebilir mi? Hayır.
Son olarak kişisel kanaatimi paylaşmak isterim. İnsan hayatının hiçbir anlamı yoktur. Sadece neslimizi devam ettirip ölmek için yaşıyoruz. Gerisi yalan, dolan.