Sakın kızma bana sensizliği seçtim diye. Ben seni sensizlikte buluyorum. Sen, bazen karşıma çıkan kedisin sokakta, bazen yüzüme çarpan rüzgar, gözüme kaçan tozsun bazen. Uzak ve de yabancı bir diyarda ağlayan bir çocuğun kırılmış oyuncağı yüreğim. Tamir edemezsin artık. Sensizlikte seni dondurdum ben, sen artık bendeki sana dokunamazsın.
Kalabalık bir sokağından gelip geçen insan selinin ortasında, her adımda yeni bir kompozisyon olur yaşam. Her verdiğim nefesi almak için çektiğim çileye değmeyen bir hayatı yaşarken öğrendim nihayet, manası olmadığını yaşamanın, zaten sonunda ayrılık olacak birliktelikleri. Bırakacağın bir eli tutmayacaksın, tuttuğun el bir uçurumdan düşen birinin bile olsa. Bırak düşsün, paramparça olsun bedeni. Yüreğin paramparça olamayışından iyidir çekilecek bir anlık bilinçli acı ve hemen ardından gelecek karanlık.
Sonbahar ağaçları kadar hüzne gömülmüş olunca insan kışı özlüyor. Ancak kış hep geç kalır, hep kalmıştır. Sen bahar şarkıları söyleme bir daha kulağıma sakın. Sakın bir daha bahsetme o günlerden. Gönlün mevsimlerinin döngüsü yoktur, geçtim ben bahardan ve yazdan, erken de olsa biraz. Artık kış var önümde, buzdan bir kale inşa edilcek, ve içinde saklanacak bozulmadan bahardan ve yazdan kalan her şey. Sen de orada olacaksın, bozulmadan saklananlar arasında. Dert etme, ne ak düşecek saçlarına orada, ne gözündeki ışık sönecek, ne de ellerin titreyecek. Hep taze kalacaksın, hep taze, ama suskun, bir ölü gibi suskun.
Artık şarkılar yok, masallar tükendi. Artık yağmur yağınca topraktan yaşam kokusu yükselmiyor. Her yanda paslı zincirler ve kalın duvarlar var artık. Güneş artık aydınlatmaya yetmiyor, güneş kemiklerimi ısıtamıyor artık.
Sen hala görmedin gelen fırtınayı. Oysa yaptığımız her şeyi yıkıp geçeli çok oldu, çok oldu sulara gömüleli kumdan kalelerimiz. Sen hala geceleri gezinip yıldızları seyrettiğin surları soruyorsun. Oysa öğrenememiştin hangi yıldızın Süreyya olduğunu bir türlü. Artık o da yok. Şimdi git, etten ve kemikten olan, git şimdi geldiğin yere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder