Tartışmalı bir şekilde Yök başkanlığına atanan Prof. Dr. Y. Ziya Özcan adeta yargı ile katsayı kavgasına girdi. Yargıdan dönen düzenlemelerin hedefi ise belli, imam hatiplilerin önünü açmak. Yargı buna izin vermiyor, Ziya bey inat ediyor, olan ise üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilere oluyor.
İmam hatip lisesi mezunlarının önü neden kapalıdır o ayrı bir sorun zaten. Aslında sorun önlerinin katsayılarla neden kapandığı değildir, neden bu kadar çok imam hatip lisesi olduğudur. İmam hatip liseleri meslek lisesi statüsünde olup, din görevlisi yetiştirme amacına hizmet etmelidir. Bu bakımdan imam hatip liselilerin ilahiyatla ilgili bölümlere sınavsız geçiş hakkı dahil pek çok kolaylığa sahip olması olağandır. Ancak ilerde tıp ya da mühendislik okumak isteyen biri neden imam hatip lisesine gidip sonra da yaygarayı koparır bu bilinmez. Kaldı ki o kadar çok din görevlisine ihtiyaç olmadığı da ortada iken, bu kadar çok imam hatip lisesinin amacı nedir o da belli değil. Aslında belli, belli bir siyasi görüşü gençlere aşılamak. Zaten yeni getirilen düzenlemelerin yargıdan dönmesinin asıl sebebi de budur.
Yargıdan düzenlemelerin dönmesinin sebebi, imam hatip liselerinin resmi olmayan amacı olunca da ortaya yargının ne kadar evrensel hukuk çerçevesinde hareket ettiğine dair sorular çıkıyor. Ülkemizde yargı organları, evrensel bir hukuk anlayışından ziyade, tamamen siyasi olarak kararlar almaktadırlar. Bu durumu laiklik savunuculuğu olarak görmek yanlış olur, çünkü yargının görevi laikliği savunmak değildir, yargının görevi yasaları savunmaktır. Yasalar ne derse yargı o yönde karar vermek durumundadır. Yargı organlarının karar mekanizmasında, kanunlar dışında başka etkenler de söz sahibi olursa, orada ne bağımsız yargıdan, ne de hukuktan bahsedemezsiniz. Evet, mahkemeler vardır, yargı organları fiziki olarak vardır, hatta o mahkemelerde yargılamalar da yapılmaktadır ama hukuk yoktur. Ülkemizde olan budur. Hukuk denilen şey malesef yoktur.
Burada imam hatip liselilerinin önünün açılmasını savunuyor değilim. Anack çok başarılı bir imam hatip lisesi öğrencisi neden diğer bölümlere de gidemesin, o ayrı bir tartışma konusudur zaten. Burada asıl önemli nokta sınava hazırlanan öğrenciler. Zaten hayatlarının en önemli sınavına hazırlanmanın verdiği yoğun baskı altında ezildikleri yetmiyormuş gibi, bir de sınav sistemindeki belirsizliklerin stresini yaşamaya mahkum edilen gençler. Onları kimse düşünmüyor, ne YÖK gençleri umursuyor ne de yargı.
Her zaman derim bu ülkede devlet, ve devlete bağlı kurumlar, bu ülkenin vatandaşlarına hiç değer vermez diye. Üniversiteye giriş sistemi ile ilgili yaşanan bu kargaşalar da bunu bir kez daha ispatlamakta olup, haklı çıkmaktan hiç de mutlu olmadığım bu konuda yine, evet yine üzülerek haklı çıkıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder