5 Ocak 2012 Perşembe

O Kadar Çatlağım Ki Yazılarım Red Ediliyor!!!

Bu yazıyı yazarkafe'ye gönderiyorum. Ama kabul etmeleri için değil, red etmeleri için...

Hürriyet Bumerang'a üye olduğumu hemen fark edebilirsiniz. Yazarkafe Platin üyeliğine sahip olduğumdan, yine Bumerang ile bağlantılı olan yazarkafe'ye bu blogta paylaştığım yazılarımı göndermekteyim. Gelin görün ki gönderdiğim içeriklerin bazıları red ediliyor. Bunu normal olarak görüyorum aslında, sonuçta paylaşılan her içeriği yazarkafe'de paylaşmak için yeterli görmeyebilirler. Ancak yazılarımın bazıları siyasi içerikli olduğu için kabul edilmiyor. Bana göre ise siyaset de hayatın bir parçası. Ancak siyasi propaganda ya da karalama niteliği taşıyan yazıların kabul edilmemesi normal olabilir. Ancak özellikle red edilen son yazım kesinlikle siyasi bir yazı olduğu için red edilemez. Bu benim düşüncem. İtiraz edilen yazıya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Enflasyondaki Yükseliş Geçici Mi? 

Yazının kabul edilmemesine gerekçe olarak yapılan açıklamayı içeren e-postadaki ifade ise tam olarak şu:
Yazarkafe.com sitesi güncel haber sitesi yada siyasi tartışma platformu değil yaşama ilişikin konuların ve bilgilerin paylaşıldığı bir platformdur. Göndermiş olduğunuz içerik bu kapsamda değerlendirilerek reddedilmiştir.

Başka bir gerekçe ile yazımın red edilmesi halinde bunu son derecede doğal karşılayabilirdim. Ancak söz konusu yazım, yaşama ilişkin, üstelik içinde bulunduğumuz dönemde önemi çok daha artmış olan ekonomi ile ilgilidir. Yani yaşama ilişkin bir konudur. Söz konusu yazıda Başbakan yardımcısı Ali BABACAN'ın bir ifadesine yer verilmiş ve bu ifadenin olası bir panik havasını engellemek için söylenmiş olabileceği ima edilmiştir. Sonra, ülkemizde enflasyonun yükseleceği iddia edilmiş ve bu iddia çeşitli şekillerde desteklenmeye çalışılmıştır. Ekonomi de hayatın, yaşamın bir parçasıdır, üstelik çok önemli bir parçasıdır. Ekonomi siyasetin de bir parçası olabilir, zaten siyaset de hayatın bir parçasıdır. Burada paylaşılan içerikte AKP'yi övücü ya da yerici bir ifade bulunmadığı gibi, hiçbir siyasi partinin politikaları desteklenmemiş ya da eleştirilmemiştir. Yazı daha çok ülkemizin çok uzun yıllardan beridir başına bela olan enflasyonun tekrar yükselme eğilimine gireceği endişesini yansıtmaktadır. Bu yazı eğer siyasi ise, yaşamın kendisi de siyasidir. Çünkü siyasetin önemli bir parçası olan ekonomik politikalardan ve gelişmeler sonucu elde edilen kazanımlar ya da yaşanan kayıplardan doğal olarak hükümeti oluşturan AKP sorumlu olacaktır. Bunu söylemek siyaset yapmak değildir.

DİKKAT: YAZININ BUNDAN SONRAKİ KISMI SİYASİDİR!

Evet, artık bu yazının bundan sonraki bölümünde siyaset yapmaya başlıyorum. Yaşanan, gönderdiğim içeriğin siyasi bir yazı olması, siyasi bir tartışmaya yol açacağı endişesi falan değildir. Olay, yazarkafe'ye gönderilen içeriklere uygulanan ve nesnel olmayan bir SANSÜRDÜR. Bu durum da ülkemizdeki DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜnün ne kadar geri bir durumda olduğunun en açık ve net ifadesidir. Ve değerli okuyucular, bu durumun da tek sorumlusu, neredeyse FAŞİZAN bir yönetim anlayışı ile, çok sayıda GAZETECİYİ HAPSE ATTIRAN, daha YAYINLANMAMIŞ bir kitabı toplatan AKP'dir. O kadar ki, başımıza bir iş gelmesin diye yazarkafe'ye gönderilen içerikleri değerlendirenler, AKP'lileri kızdırabilecek her türlü yazıyı, AKP'yi eleştirsin eleştirmesin her türlü yazıyı SANSÜRLÜYORLAR.

Yazarkafe ve Bumerang Hürriyet gazetesi ile ilişkili internet siteleridir. Benim sansürlenen yazımdan on kat daha siyasi, on kat daha eleştirel yazıları Hürriyet gazetesinde bulabilirsiniz (bknz. Yılmaz ÖZDİL'in yazıları ). Ancak Yazarkafe tabi ki gazete değil ve başka politikalar güdebilir.

Sonuç olarak kızgınım. Kızgınım çünkü yapılan tam anlamıyla düşünce özgürlüğünün ihlalidir ve bunu da Hürriyet gazetesine bağlı bir kuruluş yapmaktadır. Kızgınım ama bir yandan da üzgünüm. Ülkemin geldiği hale üzgünüm. Yazılarımı red eden ekibe en küçük bir öfke ya da kızgınlık duymuyorum. Onlara sadece acıyorum. Yapmak zorunda kaldıkları işin çirkinliğinin eminim ki onlar da farkındadırlar. En azından öyle olduklarını ümit ediyorum.

Fazla uzattım ama uzun lafa gerek yok... Helal olsun AKP diyorum.

Eee ne diyelim

"DURMAK YOK, YOLA DEVAM"


Hiç yorum yok: