24 Haziran 2013 Pazartesi

Anlayışsızlık Hastalığı

Hepimizi kemiren bir hastalık: Anlayışsızlık. Farklı olana, farklı düşünene, farklı görünene, farklı inanana, farklı olmak isteyene, farklı yaşamak isteyene, farklı davranmak isteyene, gelenek ve göreneklere uymamayı tercih edene ve pek çok başka şeye karşı bir kaya sertliği ile gösterilen tepkidir Anlayışsızlık. Anlamak için en küçük bir çaba sarf etmeye tenezzül etmemektir. Tamam dememektir inadına. İlla ki uyduğuna uydurmak, içine girdiğin kalıba tıkma çabasıdır insanları. Farklı olma hakkını yok saymadır, ihlal etmedir. İnsanlığa topyekün tecavüz etmedir aslında.

İnsanların fanatikçe kendi görüşlerine bağlı kalmasından beslenen bu bağnaz, bu yoz, bu yobaz hastalık yüzünden insanlık hastalanmıştır. Üstelik bu kimseler kendilerinin en anlayışlı kişiler olduğunu iddia etmektedirler. Bu genç bir kıza tecavüz edip mahkemede yaşını büyük söyledi, kendi rızası vardı, beni tahrik etti gibi ipe sapa gelmez savunmalar yapan sapıkların yaptığı ile aynı şeydir. İnsanlığı bu kadar aşağıladıktan, bu kadar ezdikten, bu kadar harap ettikten sonra, dünyanın en anlayışlı insanları olduğunu iddia etmek... Hitler denize düşen bir Yahudinin kolundan tutup ( belki de Yahudi olduğunu bilmeden) hayatını kurtarsaydu, bundan dolayı ne kadar mazur görebilirdik yaptıklarını? Göremezdik. Göstermelik bir hareket, reklamını yapıyor, imajını toparlamaya çalışıyor derdik.

Bu insanlar ya anlayışın, hoşgörünün ne demek olduğunu bilmiyorlar, ya da tarifi zor derecede ahlaksızlar. Ahlak konusunda çok büyük bir  zaafiyet içinde oldukları bir gerçek. Onların namusu ve ahlakı iki bacaklarının arasındadır. Oysa çağımızda insanların namusu ve ahlakı daha çok iki dudağının arasındadır. Oradan çıkacak seslerdedir. Onlar ki birbirleri ile çelişmemelidir. Onlar ki doğruyu ifade etmelidir. Onlar ki başkasına iftira niteliği taşımamalıdır. Onlar ki bugün ne söylüyorsa, yarın tam tersini söylememlidir. İşte onlar bu konuda tam bir ahlak zafiyeti içindeler.


Hiç yorum yok: