İnternetten para kazanmanın pek çok yolu var. Bir site (hangi teknoloji tabanlı olursa olsun) açmak ve reklam yayınlamak da bunlardan biri. Ancak sanal alemde de "Müşteri velinimetimizdir" mottosuna bağlı kalmak gerekir. Tabi burada müşteriden kasıt, ziyaretçi veya basitçe, trafik.
İnternet sitelerini kuran bazı kimseler bu siteleri insanlar için kurduğunu unutuyor. Arama motorlarında üst sıralara yükselmek için o kadar çok optimizasyon (SEO) çalışması yapıyorlar ki, kaliteli içerik üretme ve bu içeriği ziyaretçiye kaliteli bir şekilde sunma konusuna göstermeleri gereken özeni göstermiyorlar.
Peki kaliteli içerik nedir? Kaliteli ziyaretçinin o anda aradığı, ulaşmak istediği şeydir. Bu bir bilgi olabilir, bir resim olabilir, bir grafik, bir tablo, bir formül, bir ses kaydı, bir video...Kaliteli içerik sahibi siteler insanları tam da aradıkları her ne ise ona ulaştıran sitelerdir. Ne eksik her ne ise fazla ne konulmuş ise kaliteyi olumsuz etkiler.
Buradan anlayacağımız kaliteli içeriğin illa ki orijinal olması diye bir gereğin bulunmayışıdır. Yani ziyaretçi ulaşmak istediğine ulaştıktan sonra, bunun aslında orijinalinin bir başka sitede olup olmadığıyla ilgilenmez. Bunu umursamaz. Aradığını bulmuştur ve mutludur. Ancak elbette bu demek değil ki gidip bir site kurun ve başka sitelerde ne adar içerik varsa hepsini kopyalayıp sitenizi doldurun. Üstelik bunu bir bot ile, yani bir program ile otomatik yapın, hiç emek harcamayın.
Böyle bir davranış hem etik, hem ahlaki, hem hukuki açıdan doğru olmadığı gibi, kısa sürede sitenizi çöplüğe dönüştüreceğinden zararlıdır. 100 kitabın bulunduğu bir kitaplıka aradığınız kitabı bulmanız (eğer raflarda varsa) belki 10-15 sn sürer ancak 100 bin kitabın bulunduğu bir kütüphanede? Hele hele kitaplar herhangi bir şekilde düzen içinde tasnif edilmemiş, karmakarışık duruyorsa...Kaç gün sürer?
Burada sunumun önemi ortaya çıkıyor. Sitenizin genel tasarımı ergonomik olmalı. Renk seçimi gözü yormamalı. Aradığınız bilgiyi kolayca bulabilmelisiniz. Ayrıca site size içerikten ziyade reklam sunmamalı.
Aşırı reklam yayınlama hastalığına maalesef ki ülkemizde en yüksek trafiğe sahip internet siteleri (haber vb.) dahi kapılmış durumda. Daha az reklam gelirlerin düşmesi demek belki, ancak reklam ile ziyaretçi memnunuiyeti arasında da bir dengenin yakalanması gerek.
Bir de işin reklam verenler açısından boyutu var. Bugünlerde bir online otel rezervasyon sitesinin reklamları, internet üzerinde izlediğim hemen her videoda karşıma çıkıyor. O kadar çok gördüm ki bu reklamı, artık bıkkınlık geldi. O kadar ki, internetten otel rezervasyonu yapma ihtiyacı duyduğum halde, sırf verdiği rahatsızlık yüzünden bu reklam veren siteyi kullanmayacağım. Benim gibi tepki duyan pek çok kişi olduğuna da eminim. Video önlerine (youtube vb. alanlarda) reklam verenler reklamlarının süresi ve video süresi arasında bir oran tutturmalılar. 5 dakikalık bir videoya 2 dakikalık bir reklam konulmamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder