Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde yer alan filmlerin tamamı oldukça uzun metrajlı filmlerdi. Oysa The Hobbit filmi ortalama bir fim uzunluğuna sahip. İki saat kadar sürecek olan The Hobbit, 4 saate yakın süren üçlemedeki filmlerin yanında kısa film gibi kalıyor biraz.
Yüzüklerin Efendisi üçlemesini yazmadan önce Tolkien, hayal dünyasında baştan bir evren yaratıyor. Bu evrenin var edilişi, dünyanın yaratılışı, büyük tanrı Eule'ye itaatsizlik eden Melkor'un Valarların arasından ( iyi tanrılar ) ayrılıp kötü tarafa geçtiği ve daha pek çok şey, Tolkien öldükten sonra tuttuğu notların derlenmesiyle oluşturulan Silmarillion adlı kitapta toplanmıştır. Üçlemedeki karanlık lord Sauron ise, kötü tanrı Melkor'un hizmetkarıdır. Melkor ile Valar, yani iyi tanrılar arasında insanlar ve elfler dünyaya gelmeden önce savaşlar olmaktadır. Üçlemenin ilk filminde Gandalf'ın ölümüne neden olan Balrog ise Melkor'un bu savaşlar döneminden kalma bekçilerinden biriydi. Dünyanın yaratılışı, Melkor ve Valar arasındaki savaşlar, elfler, cüceler ve insanların dünyaya gelişi, yani olayların en başını öğrenmek için Silmarillion'u okumanızı tavsiye ediyorum.
Silmarillion'daki olaylardan çok sonra The Hobbit'te Bilbo Baggins beraberindeki diğer hobitler ile birlikte çalınan hazinelerini geri ele geçirmek için Ejderhanın peşine düşüyorlar. Bu macerada tam anlamıyla Yüzüklerin Efendisi serisinde var olan havanın olmayacağı açık. Ancak aynı karaterlerin ve aynı coğrafyada geçen bu macerayı görmek için sabırsazlanmamamız için de bir neden yok.
Son olarak The Hobbit filminin de Yüzüklerin Efendisi üçlemesi gibi Yeni Zellanda'da çekildiğini belirtelim. Aşağıda filmin fragmanını izleyebilirsiniz.