Hukuk ve adalet kavramları birbirleri ile ilgilidir ama aynı şey değildir. Evrensel hukuk diye bir şeyden söz etmek mümkün olamaz. Ama evrensel adalet diye bir kavramdan söz edilebilir ve bu kavramın içi de doldurulabilir. Evrensel insan hakları beyannamesi evrensel adaletin içini dolduran unsurlardan biridir.
Konuya devam etmeden önce, kafa karışıklığına neden olabilecek bu hukuk ve adalet kavramlarının sözlük anlamına bakmak faydalı olacaktır. O nedenle TDK'ya başvurup, hukuk ne demektir, adalet ne demektir bakalım.
HUKUK: 1. Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü, tüze. 2. Yasaları konu alan bilim. 3. Yasaların ceza ile ilgili olmayıp alacak verecek vb. davaları ilgilendiren bölümü. 4. Haklar. 5. Ahbaplık, dostluk.
ADALET: 1. Yasalarla sahip olunan haların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe. 2. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme. 3. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. 4. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk.
Buradan da anlaşılacağı gibi, hukuk dediğimiz zaman belli, genellikle yazılı kurallardan söz ediyoruz. Bu kurallar toplumdaki düzeni, insanların birbirleri ile, kurum ve kuruluşlarla ve devletle ilişkilerini düzenler. Eski monarşik düzenlerde hukuk monarkın keyfiyeti ile belirlenirken, günümüzdeki anayasal toplumlarda hukuku oluşturan kurallar seçilmiş kişilerce (meclis, senato vb. üyeleri) tarafından belirlenir.
Adalet ise evrensel bir kavramdır ve özüne hakkaniyet ve doğruluk vardır. Bu noktada insanların koyduğu kurallar bütününden oluşan hukuk, her zaman adaleti sağlamayabilir. Hatta zaman zaman adaleti doğrudan bozan, ihlal eden hukuk kuralları dahi bulunabilir. En basit örnek olarak, kadınların seçme ve seçilme hakkı bir ülkede hukuk kuralları ile verilmemiş, hatta yasaklanmış olabilir. Ancak bunun adil olduğunu günümüzde kimse söylemeyecektir.
Özellikle hukuk kurallarını ortaya koyan kimseler, belli çevrelerin etkisinde kalır veya kendi içlerinde gruplaşırsa, belli kesimlerin haklarını adaletsiz bir şekilde genişletirken, kendilerine rakip veya zararlı gördükleri kesimlerin haklarını adaletsiz bir şekilde kısıtlamaları mümkün olabilir. Burada etnik, dini, cinsel, kültürel veya diğer sosyal gruplar adaletten uzak şekilde ödüllendirilebilir veya cezalandırılabilir.
Hukuk adaleti sağlamak için vardır ancak adaletin tam karşısında da durabilir. Burada hukuku oluşturan yasaları ortaya koyanlar ve bu yasaları uygulayanların inisiyatfilerini doğru şekilde ortaya koyamamaları önemli bir rol oynar.
Bu nedenle anayasal sisteme sahip toplumlarda insanlar hukuk kurallarını ortaya koyacak ve uygulayacak kişileri doğru şekilde yetiştirip, eleyip görevlendirmekle yükümlüdürler. Aksi halde bir hukuk sistemine sahip olsalar da, sahip oldukları hukuk sistemi adaleti sağlamak yerine adaletsizliği temanat altına almaya yarayabilir.