Arılar Tozlaşmayı Sağlar |
Yaratıcı her canlıya ekosistemde bir rol biçmiştir ve canlılar bu rollerini yaparak dünya ekosisteminin sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürmesini sağlar. Bu canlı türlerinden bazılarının yok olması ekosistemde bozulmaya yol açsa da, çeşitli türlerin varlığı bu açığı telafi edebilir. Ancak arıların varlığının telafisi pek mümkün değildir. Ancak nedeni tam anlaşılamayan bir hastalık tüm dünyadaki arıları tehdit ediyor. Özellikle Amerika'da uzun yıllardan beri arıların toplu olarak öldükleri gözlemleniyor. Kovanlar çöküyor ve bal üreticileri büyük sıkınıtı yaşıyor. Dünya tüm arıları kaybederse, sadece bal üreticileri değil, tüm insanlar ve diğer canlılar bundan olumsuz bir şekilde etkilenecek. Hatta bazılarına göre bu dünyadaki insan varlığının sonu anlamına dahi gelebilir.
Peki arılar neden bu kadar önemli?
Cevap çok basit. Arılar çiçekli birkilerin tozlaşmasına yardımcı oluyor. Pek çok çiçekli bitki türü arıların yardımı olmadan tozlaşamıyor. Arılar ortadan kalktığında manava gidip aldığınız pek çok meyve ve sebzeye elveda demek zorunda kalabiliriz.
Çinde bir bölgede hiç arı bulunmuyor ve köylüler meyve ağaçları çiçek açtığında kendi yaptıkları tüylü bir araçla teker teker çiçeklerin tozlaşmasını sağlıyor.Bir ağaçtaki yüzlerce çiçeği teker teker elden geçiriyorlar, aksi halde meyve oluşmuyor. Üstelik bir arının kısa sürede başarabileceği bu iş için köylüler saatlerini, günlerini harcıyorlar ancak arılar kadar başarılı oldukları da söylenemez.
Onlara Baldan Daha Fazlasını Borçluyuz |
Arılar olmadan çiçekli bitkilerin tozlaşması diğer böcekler ve rüzgar tarafından sağlanabilir diye düşünebilirsiniz. Ancak diğer böcekler ve rüzgar arıların yerini tutabilecek gibi görünmüyor. Diğer böceklerin büyük bir bölümü aynı zamanda zararlılar arasında yer aldığından tarımsal alanlarda istenmiyor. Üstelik sayı bakımından da yetersizler. Rüzgar ise bu konuda yeterli değil. Kısaca arılar olmaz ise, insanların temel besinlerinin büyük bir bölümünü oluşturan pek çok bitki türü yok olacak. Bu durumda yok olan bitkilerle beslenen, ya da yaşamları için bu bitkilere bir şekilde ihtiyaç duyan hayvanlar da yok olacak. Çoğu otobur olan bu canlıların yok oluşu ile etobur olanlar da dünyadan gidecek. Zincirleme bir reaksiyon şeklinde dünyadaki canlı türlerinin büyük bir kısmı yok olacak. Kalan canlılar yok olmayan türleri hayatta kalmak için tüketecek. Örneğin tohumla besenen kuş türleri yok olacak, bu kuşlarla besenen yırtıcılar tohumla beslenmeyen kuşlarla beslenmek zorunda kalacak ve onların neslini kurutacaklar. Üremek için meyvelere ihtiyaç duyan tüm böcek türleri yok olacağından böcekçil kuş türleri de yok olacak. Bu zincirleme çöküş adım adım tüm canlıları etkileyecek.
Durumu daha basitleştirmek için, sofraya oturduğunuzda yediklerinizin hangilerinin olmayacağını düşünün. Yumurta yok çünkü tavuklar yok. Peynir, yereyağı yok çünkü artık sığır ve koyun bulunmuyor. Reçel ve pekmez yok çünkü onlar meyvelerden yapılıyor. Meyve zaten yok. Salatalık, domates, patlıcan, marul, lahana, kabak yok. Bu listeyi tamamlamayı size bırakıyorum.
Patates ve çiçeksiz üreyen çeşitli bitkiler varlığını sürdürecektir ancak bu bitkilerin bir anda yok olan türlerin yerini alacak miktarda üretilmesi olanaksız. Üretilseler bile tek yönlü beslenmeden doğan problemler ortaya çıkacaktır.
Kısaca, arılara baldan çok daha fazlasını borçluyuz ve her geçen gün kirlettiğimiz dünya artık arıları tehdit ediyor. İnsanlar, yaptıkları çevreyi kirletici her hareket ile aslında bindiği dalı biraz daha derinden kesiyor. Umarız bu gidişe çok geç olmadan bir "DUR" deriz. Yoksa gelecek ile ilgili hayaller kurmak gerçekten çok boş bir eylem olacak. Çünkü artık bir gelecek olmayacak.