Ev alacaklar, araba alacaklar, eşyalarını yenileyecekler yada herhangi bir nedenle bankalardan kredi kullanmak isteyenler uzunca bir süredir kredi fazilerinin yüksekliğinden şikayetçi. Özellikle ev alacaklar yüksek miktarda ve uzun vadeli kredi kullanmak istediklerinden ödeyecekleri faiz miktarı onlar için çok daha büyük bir önem taşıyor. Ancak uzunca bir süredir ülkemizdeki bankaların bireysel kredi faiz oranları %1.2-1.6 aralığında geziniyor ve bir türlü %1'ler seviyesine ve altına inemiyor. Bankalar ancak kısa vadeli ve düşük tutarlı ihtiyaç kredilerinde %1 ve altında faizlerle kredi olanağı sağlıyorlar ancak bu kredilerde de ödenen dosya masrafı kullanılan kredinin toplam maliyetini yükseltiyor ve sanki daha yüksek faizle kredi kullanılmış gibi bir durum ortaya çıkıyor.
İçinde bulunduğumuz küresel kriz bitecek gibi görünmüyor. Bu kriz tüm dünya ülkelerini ciddi olarak etkiledi ve biz dahil kimseyi teğet geçmiş değil. Tabi her ülke bu krizden aynı şiddetle etkilenmedi ancak yine de krizin en şiddetli yaşandığı dönemlerde dünya ekonomilerinin aldığı hasardan ziyade, ülkelerin ekonomilerinin bir türlü toparlanamamsı ve dünyada krizin zararını telafi edici büyüme rakamlarının gelmeyişi krizin etkilerinin uzun vadeye yayılmasına ve insanların çok daha derinden etkilenmesine yol açtı. Bu durum sermayinin maliyetini de yükseltiyor kuşkusuz.
Bununla birlikte ülkemizdeki faiz oranlarının yüksekliği mali politikalarla doğrudan bağlantılı. Ülkemizde halkın gelir durumu yani refah düzeyi yükselince anında ithalat patlaması yaşanıyor. Böyle olunca da ekonomimizin ana sorunlarından biri haline gelen cari açık patlama yapıyor. Bu durumu engellemek için ise çeşitli finansal politikalar ile bankaların tüketicilere daha yüksek maliyetle kredi vermeleri sağlanıyor. Bu politikada bir değişiklik olacağını, en azından kısa ve orta vade için söylemek malesef pek mümkün değil. İşsizlikle mücadele, ekonomik büyümenin iyice durgunlaşması ve resesyon olasılığı, yani ekonomik olarak büyüyemenin kronikleşmesi durumu söz konusu olabileceğinden bir miktar gevşeklik gösterilebilir ancak öyle ciddi bir adım olacağını beklemek için pek bir neden görülmüyor.
Söz konusu kredi faizleri ev-araba alacaklar, evlilik planları yapanlar gibi yüksek miktarda kredi talep edenlerin sürekli olarak takibinde.
Kredi faizlerinin düşmesini beklemek yerine insanlar ne yapabilir? Öncelikle yakın bir tarihte kredi faizlerinde önemli bir düşüş olmayacak. Bu durumda çok acil olmayan kredi ihtiyaçlarının ertelenmesi en mantıklı davranış olacaktır. Mevcut bir birikim varsa onu çeşitli şekillerde değerlendirmek ve en azından enflasyon oranında değer kazanmasını ve böylece reel olarak birikimin erimemesini sağlamak ve geçecek olan süreçte bir miktar daha birikim yaparak üzerine koymak ileride kredi kullanırken maliyetinizi azaltacak en mantıklı tercih olacaktır. Ancak ihtiyacı ötelemek çok daha yüksek bir maliyete sahipse ya da olanaksız ise, yüksek faizle de olsa kredi kullanmak ve ilerleyen dönemlerde kredi faizlerinin düşmesini beklemek gerekiyor. Faizler belirli bir düzeye indiğinde ise yeni bir kredi kullanarak yada mevcut krediyi yeniden yapılandırma yoluna gidilebilir.
Bununla birlikte çok acil bir durum söz konusu değilse kredi ihtiyaçlarınızı bir süre daha erteleyin.