O çocuk bir an önce büyümek istiyordu. Yıllar çarçabuk geçsin istiyordum. Hele hele öndört yaşın bende özel bir anlamı vardı, daha dokuzumda ya da onumdaydım ama öndördümde olacağım günü bekliyordum. Sanki sihirli bir yaştı ondört, o zaman daha fazla sözüm geçecekti, öyle sanıyordum. Sonra haliyle onsekizi bekledik, her delikanlının beklediği gibi. Artık hiçbir yaşı beklemiyorum, o kendiliğinden geliyor zaten, hatta elimden gelse, tekrar yirmi yaşıma dönerdim, belki daha da öncesine. Kim dönmez ki.
Geçmişe dönmek istemem, yaptığım hataları telafi etmek gibi bir amaçtan kaynaklanmıyor kesinlikle. Bazı insanlar öyle büyük hatalar yapar ki, zamanı geri alıp yaptıkları hatayı düzeltmek isterler. Benim de büyük hatalarım oldu, zaten kimin yok ki böyle büyük hataları, ama kesinlikle o hataları yaptığım için pişman değilim. Hatalar insanları insan yapıyor, eğer hiç hata yapmasaydım yarı tanrı olmamm gerekirdi. Oysa insan olmak ne güzel.
Hayat kısa! Bundan pek çok şair ve yazar şikayetçi zaten. Ölüm üstüne, hayatın kısalığı üstüne ne çok şiir yazılmıştır kim bilir, dünyadaki tüm dillerde. Ölmek o kadar da kötü bir şey mi? Ölüm kötü bir şey mi değil mi bilemem, o biraz da öldükten sonra gerçekten bir hayatın var olup olmadığına ( ben olduğuna inanıyorum bir müslüman olarak ) bağlı biraz da. Cehenneme gidecek biri için öldükten sonra bir hayatın olması iyi olmayacaktır, cennete giden biri için durum nedir peki? Sonsuz hayat! Sonsuz bir hayatın sıkmayacağı bir insan hayal edemiyorum. Sonsuza kadar yaşama fikri beni ölümden daha çok korkutuyor. Buna rağmen ölmek acı bir şey.
Ölmek acı bir şey çünkü sizi seven pek çok insanı geride bırakıyorsunuz, gözü yaşlı. Ölmek acı birşey çünkü bu dünyaya ait tüm hayallerinizi bırakıyorsunuz. Ölmek acı birşey çünkü bir köylü çocukluğunda diktiği ve büyüyüşüne şahitlik ettiği ağacın gölgesinde oturup onunla dertleşemeyecek öldükten sonra. O ağacın meyvelerinden yiyemeyecek. Ölmek acı birşey çünkü sizin oturduğunuz bir banka oturup denizi seyredecek elinde şarap şişesiyle bir ayyaş ve belki de sizin bir zamanlar mırıldandığınız şarkıyı mırıldanacak, belki bir zamanlar sizin içinizi yakan hislerle dağlanacak bağrı ama sizi hiç bilmeyecek. Ölmek acı birşey çünkü bu dünyaya geldikten sonra varlığımıza anlam katan herşey bu dünyaya ait olan şeyler. Sevdiğimiz, sevmediğimiz herşey.
Ölmek acı birşey ama, sonsuz hayatın korkunçluğu kadar değil.
Hayat bir an sadece. Dolu dolu yaşamalı insan hayatı. Dolu dolu yaşamalı, acılarla, hüzünlerle, mutluluklarla dolu dolu. Dopdolu bir torbayla karşılamalı ölümü, çünkü ancak yaşanmışlıklarla dopdolu bir torba azaltabilir ölümün acı tadını.