Bu yazıya başladığım saat geceyarısından sonra 02,27. Önce bunu belirtmek istedim ki, normal bir yaşam süren insanların uyuduğu bir saatte ayakta olan, üstelik bunu sabah normal insanlarla aynı saatte kalkıp işe gidecek ve onlarla aynı saatte işten çıkıp eve dönecek biri olarak yapıyor olmam, uyuma konusunda ne kadar isteksiz olduğumu da göstermiş oluyor. Ayrıca herhangi bir nedenle uyku problemi yaşamadığımı da belirtmek gerek. Yani başımı yastığa koyunca normal insanlar gibi uyuyabilen bir insanım. Pek çok gece olduğu gibi bu gece de bu saatlerde ayakta olmamın nedeni yaşadığım bir uyku problemi olmaktan öte, uyumayı ömürden boşa harcanan, heba edilen bir zaman olarak kabul ediyor oluşum. Hatta belki de dahasının olduğuna dair içimdeki kanıtlanamayacak şüpheler.
İnsan vücudu uyku halinde oldukça hareketsizleşir. Dakikadaki kalp atış sayısı ve nefes almak sıklığı azalır, metabolizma yavaşlar, hareketler kısıtlanır. Rüya görürken aşırı hareketlerde bulunmamanız için merkezi sinir sisteminiz motor nöronları bloke eder. Yani rüyanızda maratona katılıp koşsanız dahi yatağınızda vücudunuz hareketsiz kalır. Bu sistemde bir kusur olursa uyurgezer olursunuz. Uyanırken beyin kaslarınızı kontrol eden sinirlere olan kontrolünüzü tekrar aktive eder. Eğer beyniniz kaslarınızı kontrol eden sinirleri tam aktive etmeden bilinciniz açılırsa karabasan yaşarsınız. Bir bakıma geçici koma veya felç durumu yaşarsınız. Kalkamaz, konuşamaz hatta kıpırdayamazsınız. Üzerinizde müthiş bir ağırlık varmış da sizi yatağınıza çivilemiş gibi hissedersiniz. Ta ki kaslarınızın kontrolünü tekrar ele alana dek. Hoş bir durum değildir, endişe verici, paniğe yol açıcı bir durumdur ve genellikle insanları korkutur. Ama uyumama nedenlerim bunlar da değil.
Uyumama nedenlerim arasında gördüğüm rüyaların küçük de olsa bir payı var. Genellikle gerilim filmlerini komedi filmi olarak seyretmeme yarayacak türde, kabus olarak tabir edilen rüyalar görürüm. Muhtemelen normal rüyalar da görüyorumdur ama hatırlamıyorum. Zaman zaman rüyalarım o kadar bol aksiyon dolu olur ki, uyandığımda kendimi çok daha yorgun hissetmeme neden olur. Ama bu yorgunluk hissine rüya halinde kalp ve solunum sisteminin yavaşlamasının da etkisiyle bol sigara içmekten kapasitesi düşmüş akciğerlerimin bazal metabolizma halinde dahi vücuduma yeterli oksijeni sağlayamaması nedeniyle uyku halinde bile vücut dokularımın aşırı efor sarf ettiğim anlarda yaptığı gibi oksijensiz solunumla ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlaması da neden olabilir. Çünkü böyle zamanlarda vücutta laktik asit birikir ve laktik asit yorgunluk hissine neden olur. Laktik asit yoğurtta da vardır ve yoğurt ile ayranın uyku yapması da içindeki laktik asitten kaynaklanır. Tıbbi bir analiz veya tahlil sonucu olmasa ve kesinliğini bilemesem de mantıklı bir açıklama. Ancak uykuya karşı oluşumun asıl bir başka nedeni var.
Uyku halinde ne oluyor tam olarak. Vücudun neredeyse hareketsizleştiğini, metabolizmanın yavaşladığını söyledik. Uyku tam bir dinlenme gibi görünse de, beyin için bu geçerli değil. Bilim insanlarının söylediğine göre insan beyni uyku halindeyken uyanık halde olduğundan daha aktif. Peki ama neden? Bu neyi gösteriyor?
Asıl merak ettiğim konu da budur. İnsan beyni uyku halindeyken uyanık halde olduğundan daha aktif oluyorsa bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. Ama bu konuda bir tıp alimi olmadan akıl yürütebilmek için beyni biraz tanımak gerek.
Beyin aslında bir hafıza ve işlem istasyonudur. Temel görevi bilgi depolamak ve işlemek ve hareketleri kontrol etmektir. Yani bir bilgisayar işlemcisi gibi. Uyku halindeyken beyin çok daha aktifse, beyinde çeşitli veriler yoğun şekilde işleniyor demektir. Peki ne için? Ya da kim için?
Bu soruların olası cevapları arasında Tanrı da bulunuyor bana göre. Belki de insanlar ve belki de diğer canlılar uyuduklarında beyin gücü kullanılan makinelerden başka birşey değildir. Belki de Tanrı insanları uyuduklarında beyin güçlerini kullanmak için yaratmış ve uyku ihtiyacını da bu nedenle vermiştir. Bunun nedenleri ve olası ihtimaller ve açıklamaları düşünmeyi size bırakıyorum. Çünkü artık uyumam gerek, birkaç saat için olsa bile.