Küresel iklim değişikliği belli çevrelerin gündeminden düşmezken toplumun geneli bunu zaman zaman dillendirse de, küresel iklim değişikliğine dair herhangi bir değişiklik günlük yaşamlarında çoğunluğun henüz görülmüyor. Ancak küresel iklim değişikliğinin etkilerini yavaş yavaş hissetmeye başladık. Geçtiğimiz yıllar boyunca anormal hava olayları normalde görüldüğünden çok daha sık bir şekilde görülmeye başladı.
Meteorologlara göre uzun dönemler incelendiğinde olağandışı sayılabilecek aşırı sıcaklar, soğuklar vb. hava olaylarının zaman zaman görülebilmesi olağandır. Ancak bu olağandışı hava olayları sık olarak görülmeye başlarsa bu uzun dönem ortalamalarını değiştirebilecek bir etkiye ulaşır ve bu da iklimde bir değişiklik olduğu anlamına gelir.
Ülkemizde ise son yıllarda hemen her yıl olağandışı sayılabilecek hava olaylarına rastlamaya başladık. En son örneği ise bu yıl kış aylarında yaşanan kuraklık. Kar veya yağmur şeklinde ortalamanın oldukça altında yağış düştü. Kış turizmini de olumsuz etkileyen bu durum, barajların, göllerin, akarsuların su seviyelerinde büyük düşüşlere yol açıyor. Benzer şekilde tarım sektörü de olağandışı hava şartlarından en sert eşkilde etkileniyor. Hatta bu yıl bahar aylarında düşen yağışın düşüklüğü nedeniyle buğdayların çimlenemediği ve bu nedenle buğday rekoltesinde önemli bir düşüş olacağı söyleniyor. Geçtiğimiz 2013 yılında saman ithal eden ülkemiz bu yıl da buğday ithalatına başlayabilir.
İklim değişikliği sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkilemekte. Örnek olarak Güney Amerika'daki çiftçiler Kahve üretiminde aşırı kuraklığa bağlı olarak büyük sorunlar yaşamaktalar. Düşen kahve üretimi nedeniyle yılbaşından bu güne kadar kahve fiyatları %50 civarında yükselmiş durumda. Konu ile ilgili http://www.kahvekolik.net internet sitesinde detaylı bilgiler bulabilirsiniz.
Yağışsız geçen kış aylarının ardından bahar aylarına geldiğimizde ise yoğun yağışlarla ve neredeyse kış aylarında bile görmediğimiz soğuklarla karşı karşıya kalmış bulunuyoruz. Kurak geçen günlerin ardından yağışın düşmesi her ne kadar sevindirici olsa da, kış aylarının kurak geçip bahara bol yağışlı ve soğuk geçiyor olması akıllara kışın kendini bahara mı sakladığı sorusunu getirmiyor değil. Yaz ise belki de olması gerekenden daha geç gelecek.
Küresel iklim değişikliğinin temel nedeni olan sera etkisi ile mücadele etmek ise dünya genelinde hemen hiçbir ülkenin gönüllü olarak sahiplendiği bir uygulama değil. Küresel iklim değişikliğine karşı olarak sera etkisinde bulunan gazların salınımının azaltılması amacıyla pek çok ülke tarafından imzalanan Kyoto sözleşmesi ise ülkemiz tarafından kabul edilmiş değil. Kyoto sözleşmesi ise ülkelerin sera gazı salınımlarını belli bir programına göre azaltmasını içeriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder