Müzik ruhun gıdası derler ya...Bazı gıdaların çok faydalı bazı gıdaların da zararlı olduğunu unutmamak gerekir bu noktada. Müzik de aynı şekilde. Bazı müzikler insan ruhunu olumsuz etkilerken bazı müzikler gerçekten iyi geliyor. Nasıl ki bazı gıdalar kolesterolü yükseliyor, damarları tıkıyor, obeziteye neden oluyor, şeker hastalığına yol açabiliyor, gaz yapıyor ve hatta zehirli olabiliyorsa, her müzik de insan ruhuna iyi gelmiyor. Ben özellikle arabesk müziğin böyle zararlı olduğunu düşünüyorum.
Özellikle enstrümental müzik insan ruhuna hitap eder. Söz içermediği için tamamen içsel algılanan bir müziktir ve insanın iç dünyasında tamamen kendine has duygu ve düşüncelere kapılarak hoş yolculuklara çıkmasını sağlar.
Belki de sırf müzikleri yüzünden bu kadar sevdiğim Amelie filmi, arşivimde özel bir yere sahip. Ancak muhteşem müziklerini dinlemek için illa ki filmi tekrar tekrar izlemem gerekmiyor.
Neden seviyorum bu filmin müziklerini böyle? Çocuksu, neşeli ama hüzünlü bazen...Doğal...Bir bahar yağmuru gibi...Hani cama düşen damla damla biriken, yapraklardan ağır ağır süzülen. Bu yazıyı yazarken de dinliyorum şu anda. Hayatın tüm olumsuzluklarından, negatif düşüncelerden bir anda koparıp alıyor beni. Gerçeküstü bir dünyaya götürüyor. Gerçek dostluğun, sevginin, arkadaşlığın olduğu, kötülüklerden arı bir dünyaya... Yaramazlık yapmak geliyor içimden. Diğer insanların rahatını bozmak, şakacı olmak, gülmek...Yıllar yıllar öncesine gidebiliyorum. Taaa ilkokul yıllarıma...Ne kadar mutluymuşum o zamanlar...Oysa ne kadar azını hatırlıyorum çocukluk zamanlarımın. İnsan unuttuğu zamanları ne kadar yaşamış sayılabilir oysa ki! Ne acı...Yaşıyor ve unutuyoruz. Peki unuttuklarımızı yaşamış olmamızın bir anlamı kalıyor mu? Bak işte hüzünlendim.
Ama gülmek gerek...Hiçbir hayat üzüntülere zaman ayrılacak kadar uzun değildir. Unutsak da...
Youtube'da filmin soundtrack'i bulunuyor. Siz de dinleyin diye paylaşıyorum.