Yabancı dil öğrenimi bazı açılardan zor bazı açılardan kolaydır. Zordur çünkü çok yönlüdür. Yeni bir gramer yapısını öğrenmek gerekir. Sonra yüzlerce yeni kelime öğrenmek ve bu kelimeleri kullanabilmek gerekir. Yazabilmek, okuduğunu anlamlandırabilmek en sonunda da konuşabilmek, hatta akıcı konuşabilmek gerekir. Üstelik mümkün olduğunca kelimeleri düzgün telafuz ederek. Tüm bunlarda başarılı olabilmek için farklı teknikler kullanılmalıdır. Dil öğrenimi çok yönlü ve kapsamlı olmalıdır. Bu açıdan zordur. Fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi sabit kurallar ve formüller içermez. Gramer öyle görünse de bazen öyle bir kurulur ki cümleler, kinayeli, cümleler anlamlarının dışında anlamlara girer. Kılıktan kılığa giren aktörler gibi. Bir bakarsın bir işadamı, bir bakarsın acımasız bir savaşçı, bir bakarsın romantik bir aşık, bir bakarsın başka biri...Oysa hepsi aslında aynı kişi...
Dil öğrenmek kolaydır. Tek yapılması gereken öğrenmek istenilen dili hayatınızın içine koymak ve o dili yaşamaktır. Bir dil yaşanmadan öğrenilemez. İlk başta zor ve karmaşık görünen gramer kuralları artık hatırlanmaz bile. Ama yine de harfiyen uyulmaktadır o kurallara. Kanıksanmış, özümsenmiştir. Gramer kurallarını anlamak gramer kitapları ile bir süre haşır neşir olarak kolaylıkla halledilebilir. Hatta iyi bir kitap bulursanız bir öğretmenden ders alma ihtiyacı dahi duyulmayabilir. Ancak kelimeler öyle değildir. Kelimeler, dil öğrenmeye çalışanların baş belasıdır. Örnek olarak en popüler yabancı dil olan İngilizce kelime açısından çok zengin bir dildir. En kapsamlı sözlüklerinde 800 bin civarı sözcük bulunur. Bu en kapsamlı Türkçe sözlüğün yaklaşık 10 katıdır. Ama moral bozmaya, endişelenmeye gerek yoktur.
Kelimeler kaprisli sevgililere benzer. Azıcık ihmal ettiğinizde küser, kapris yapar. Kelimeyi görünce ya da duyunca hatırlarsınız ama anlamı uçup gitmiştir. Size tanıdık gelir, hani birini görürsünüz, çok tanıdık geliyordur ama bir türlü kim olduğunu çıkaramazsınız ya... İşte aynen böyledir kelimeler.
Bu sorunu çözmenin tek bir yolu vardır. O kelimeyi rafa kaldırmamak, sürekli ve sürekli kullanmak. Buna kelime ile ilk karşılaşıldığında yapılmalıdır. Şimdi bunu biraz açalım.
Bir partiye gittiğinizi ve onlarca yeni insanla karşılaştığınızı ve tanıştığınızı düşünün. Bir sonraki gün kaçının adını hatırlarsınız? Muhtemelen en çok muhabbet ettiğiniz bir iki kişi dışında kimsenin adını hatırlayamazsınız. Biri Ahmet'ti ama acaba hangisiydi? Yeşim kısa kızıl saçlı olan kız mıydı yoksa kıvırcık sarışın gözlüklü olan mı? Ama en çok muhabbet ettiğiniz kişilerin mesleklerini, hobilerini, sevdiği müzik tarzını, en sevdiği yazarı, nereli olduğunu vb pek çok şeyi hatırlarsınız. İşte kelimeler de aynen böyledir. Onlarla ilk karşılaşıldığında kuru bir şekilde sözlük anlamına bakılırsa en iyi ihtimalle anlamı bir iki saat akılda kalacaktır. Hele hele art arda çok kelimenin anlamına bakılmış ise bu süre dakikalarla ifade edilebilecek kadar kısalır.
Peki ne yapmalı da kelimeleri iyice yerleştirmeli belleğe. Çözüm basit. Kelimelerle iyice tanışmak. Bunun için o kelimenin anlamını iyice okumak, farklı anlamları ve kullanım alanlarını incelemek ve de en önemlisi o kelimenin geçtiği birkaç cümle kurmak iyi bir çözüm olabilir. Eğer öğrenmeniz gereken birkaç kelime varsa, tüm kelimeleri içeren cümleler kurabilirsiniz. Kelimelerin yan anlamlarını, mecazi anlamlarını ve farklı alanlardaki anlamlarını ifade eden cümleler de ekleyerek o kelimeyle iyice haşır neşir olabilirsiniz. Böylece kelimelerin anlamlarını, ifade etikleri kavramlar iyice oturur yerine.
Kelimelerin anlamlarını öğrenmek yeterli değildir. Çıtkırıldım bir dost gibi olan kelimeler ihmal edildiğinde küser. Bu nedenle sürekli okuma yapmak önemlidir. Yazılı eserler her zaman daha çok sayıda kelime içeriyor oluşları ile kelime dağarcığını geliştirmek isteyenler için biçilmiş kaftandır.
Bir önceki yazım olan Yabancı Dil Öğrenmenin En İyi Yolu'nu da okumanızı tavsiye ediyorum. Her türlü görüş ve eleştirilerinizi bu yazıya yorum yazarak bana iletebilirsiniz.