R.T.E kriz bizi teğet geçecek dediğinde haklı olarak bir yeri ile gülen yurdum insanının bu iddaya inanamamakta ne kadar haklı olduğunu gösteren bir istatistik açıklandı. Buna göre Türkiye 2009 yılında %4.7 küçülmüş.
Yüzde %4,7 küçük gibi gelebilir. Ancak, Türkiye'nin işsizlik rakamlarını düşürebilmesi için her yıl %9'un üzerinde büyümesi gerekmektedir. Aradaki açık yaklaşık 14 puan, bu da durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte, kriz bizi teğet geçmemiş de olsa, en azından bazı açılardan pek çok ülkeden daha iyi olduğumuz da bir gerçek. Türkiye'nin krizdeki ekonomisi hakkında haberler duymaktan bıktığımız medya, bu günlerde Yunanistan başta olmak üzere AB ülkelerinin ekonomisi hakkında kara haberler yayımlayıp duruyor. Bizde ise genelde iyi haberler var. Borç yükümüz azaldığı gibi, IMF'siz olarak bu derin krizi atlatmayı başardık. Zaten bu büyük krizi IMF'siz atlatabilmiş olmamız bile, tek başına takdir edilmesi gereken bir durum. Kendi kendini IMF'ye muhtaç eden bu ülke, IMF olmadan oldukça derin bir krizin üstesinden gelmeyi iyi kötü başardı, başarıyor.
Her ne kadar Türkiye küçülmüş olsa bile, ihracat rakamları çift haneli olarak artış gösteriyor. Bu da toparlanmanın hızlı olacağı yönündeki umutları artırıyor. İhracat demek, sanayide çarklar dönüyor demektir. Ancak ithalat rakamlarının daha hızlı artış gösterdiğini de belirtmek gerek. İthalat-ihracat söz konusu olduğunda rakamsal büyüklükler anlık durumu ifade eder, değişim hızlarına bakmak gerek gelişimin ne yönde olduğunu kestirebilmek için. Yani, ihracat artış hızımızın ithalat artış hızının üstünde olması gerek ki dış ticaret açığını kapatabilelim. Şimdilik görünen ise, açığın daha da büyüyeceği yönünde. Zafer Çağlayan çıkıp, bir zamanlar Kürşat Tüzmen'in yaptığı gibi, ihracat artış hızı ile övünecektir, kanmayın. İthalat artış hızından pek bahsetmeyecektir.
Ancak yine de, Türkiye pek çok ülkenin ihracat artış hızından daha yüksek bir ihracat artış hızına sahip olmuştur. Bu durum sürdürülebilirse, Türk firmaların uluslararası pazardaki payı artacaktır. İlerisi için umut beslememize neden olabilecek bir gelişme de budur.
Türkiye'de uygulanan sıkı para politikası nedeniyle iç talep oldukça düşüktür. Türk halkı düşük gelir, yüksek vergiler ve fiyatlar altında ezildiği için, tüketimi kısmış dudurmdadur. Bu durumun ekonomiye yansıması ise şöyledir. Yerli pazar dar olduğu için, yerli firmalar büyümek için ihracat yapmak durumundadır. Aynı zamanda, ihracata dayalı büyüme sağlanması ile ancak yeni iş imkanları doğabilecektir. İhracatın artması bu bakımdan da önemlidir. Yerli pazara yönelik yeni yatırım yapmak, yani iş imkanı yaratmak, şimdilik pek karlı değildir. Türkiye, ihracata dayalı büyüme sağlayabildiği sürece, hem işsizlik oranlarını aşağıya çekebilecektir, hem de dış ticaret açığını azaltabilecektir.
TUİK'in istatistiklerine göre, Türkiye, yukarda da belirttiğim gibi, pek çok ülkeden daha yüksek bir ihracat artış hızına ulaşabilmiştir. Bu durum devam ettiği sürece, Türk firmaları ihracat pazarlarında daha çok söz sahibi olabilecek, pazar payını daha da artırabilecek ve ihracata dayalı yeni yatırımlar yapmak için daha büyük bir istek duyacaktır. Türkiye'nin rekabet gücünü iyileştirmek için çaba sarfetmek gerekmektedir. Bu çaba sarf edilmediği takdirde, filmi başa alıp, çok geçmeden tekrar IMF'nin kapısına dayanmaktan başka yol kalmayacaktır.
ihracat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ihracat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
1 Nisan 2010 Perşembe
1 Mart 2010 Pazartesi
Son Dış Ticaret İstatistikleri
Ekonomideki gelişmeler halka hep çarpıtılarak iletilir. İktidar partisi ya da partileri her zaman olumlu rakamlar üzerine vurgu yapar, olumsuz rakamları halka açıklamaktan kaçınır. Muhalefet ise tablonun olumsuz rakamlarını görür. Gerçek ise ne iktidarın söylediği kadar parlak, ne de muhalefetin iddia ettiği kadar karamsardır. Bunun böyle oluşu ekonomik verilerin tek başına bir anlam ifade etmemesi, diğer veriler ile kıyaslanarak yorumlanmasının gerekliliğinden kaynaklanıyor.
Tuik 26 şubatta ocak ayı dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilere bakıldığında, durum ciddi denilebilir. Önce aşağıdaki grafiğe bakalım.
Geçen yılın ocak ayının ihracat rakamı ile bu yılın ihracat rakamı neredeyse aynı, çok az bir düşüş var ( %0.3 ). Bununla beraber ithalatta önemli bir artış söz konusu ( %23.9 ). Sonuç olarak dış ticaret açığı %160.6 gibi büyük bir artış göstermiş. Yani makas açılmış.
Burada ihracat ve ithalat gibi değerlerinin çok önemli olmadığını belirtmeliyim. Yani ocak ayı ithalatımız 11.504 milyar dolar değil de 115.04 milyar dolar da olabilirdi. Böyle bir değişiklik elbette ki önemsiz denilemez, sonuçta arada 10 katlık bir fark var. Buna ekonominin derinliği denilebilir. Ancak asıl önemli olan dış ticaret açığı oran olarak nedir ve nasıl seyretmekte olduğudur. %160.6'lık bir dış ticaret açığı artışı kesinlikle sürdürülebilir değildir.
Tablonun karanlık tarafına bir göz attıktan sonra, biraz olsun umut veren tarafına bakalım. Sermaye mallarının ithalat içindeki payı geçen yılın ocak ayında %13.0 iken bu yıl %13,4 olmuştur. Rakamsal olarak 1203 milyon dolardan 1540 milyon dolara yükselmiş. Bu değişim Türk sanayicilerin yatırım yapmaya isteğinin krize rağmen artış gösterdiğini söylüyor. Yani sanayicilerimiz ya teknolojilerini yenilemek ya da işlerini büyütmek için yatırım malları ithal etmiş. Bu güzel bir haber, özellikle de işsizler için. Her açılan ya da kapasitesi artırılan fabrika, yeni işçiler demek ne de olsa. Ara malı ithalatımızda da bir miktar artış olmuş. Yani sanayide çarklar az da olsa dönüyor, ancak ara malı ithalatının hem rakamsal hem de oransal olarak artıyor oluşu iyi değil. Türk sanayiciler yerli üretim ara malları kullanmaktansa ithal etmeyi tercih ediyor ve bu da yerli üreticileri zor durumda bırakıyor demektir.
Sanayici kar peşinde koşar, yerli ara malı üreticilerinin üzerindeki maliyet yükleri azaltılırsa belki ara malı ithalatı azalabilir. Ama hükümetin derdi daha çok darbe planları, anayasa değişikliği gibi konular olduğu için böyle bir düzenleme gelmeyecektir.
Tablo budur. İstatistiklere Tuik'in sitesinden ulaşabilirsiniz.
Tuik 26 şubatta ocak ayı dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Açıklanan verilere bakıldığında, durum ciddi denilebilir. Önce aşağıdaki grafiğe bakalım.
Geçen yılın ocak ayının ihracat rakamı ile bu yılın ihracat rakamı neredeyse aynı, çok az bir düşüş var ( %0.3 ). Bununla beraber ithalatta önemli bir artış söz konusu ( %23.9 ). Sonuç olarak dış ticaret açığı %160.6 gibi büyük bir artış göstermiş. Yani makas açılmış.
Burada ihracat ve ithalat gibi değerlerinin çok önemli olmadığını belirtmeliyim. Yani ocak ayı ithalatımız 11.504 milyar dolar değil de 115.04 milyar dolar da olabilirdi. Böyle bir değişiklik elbette ki önemsiz denilemez, sonuçta arada 10 katlık bir fark var. Buna ekonominin derinliği denilebilir. Ancak asıl önemli olan dış ticaret açığı oran olarak nedir ve nasıl seyretmekte olduğudur. %160.6'lık bir dış ticaret açığı artışı kesinlikle sürdürülebilir değildir.
Tablonun karanlık tarafına bir göz attıktan sonra, biraz olsun umut veren tarafına bakalım. Sermaye mallarının ithalat içindeki payı geçen yılın ocak ayında %13.0 iken bu yıl %13,4 olmuştur. Rakamsal olarak 1203 milyon dolardan 1540 milyon dolara yükselmiş. Bu değişim Türk sanayicilerin yatırım yapmaya isteğinin krize rağmen artış gösterdiğini söylüyor. Yani sanayicilerimiz ya teknolojilerini yenilemek ya da işlerini büyütmek için yatırım malları ithal etmiş. Bu güzel bir haber, özellikle de işsizler için. Her açılan ya da kapasitesi artırılan fabrika, yeni işçiler demek ne de olsa. Ara malı ithalatımızda da bir miktar artış olmuş. Yani sanayide çarklar az da olsa dönüyor, ancak ara malı ithalatının hem rakamsal hem de oransal olarak artıyor oluşu iyi değil. Türk sanayiciler yerli üretim ara malları kullanmaktansa ithal etmeyi tercih ediyor ve bu da yerli üreticileri zor durumda bırakıyor demektir.
Sanayici kar peşinde koşar, yerli ara malı üreticilerinin üzerindeki maliyet yükleri azaltılırsa belki ara malı ithalatı azalabilir. Ama hükümetin derdi daha çok darbe planları, anayasa değişikliği gibi konular olduğu için böyle bir düzenleme gelmeyecektir.
Tablo budur. İstatistiklere Tuik'in sitesinden ulaşabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)