Bir zamanlar Osmanlı sınırları içinde yer alan ülkelerin okullarında okutulan tarih kitaplarında Osmanlı ve Türkler işgalci olarak tanımlanıyor olsa gerek. Buradan dilini bile bilmediğim bu ülkelerin tarih kitaplarında Osmanlıdan ve Türkler'den nasıl söz ettiklerini kontrol etmem mümkün olmasa da, bunu tahmin etmek zor olmadığı gibi, hata payımın da gözardı edilecek kadar küçük olduğundan eminim. Bu nedenle olsa gerek, bu ülkelerin toplumları biz Türklere karşı kin güdüyorlardı genellikle. Ermeni diasporasının, Ayşe'nin tatile çıkışı ile başlayan Kıprıs Barış Harekatı, Kardak Krizi, sık sık PKK'ya yönelik yapılan sınırötesi operasyonlar, zamanında Süleyman Demirel'in TBMM'deki bir konuşması ile Suriye'ye aba altından sopa göstermesi ve Suriye'yi yola getirmesi ( ki ondna sonra Abdullah Öcalan Suriye'den çıkarılmış, Suriye-Türkiye ilişkileri bir anda gelişmişti, ta ki Arap baharına kadar ), İsrail ile Mavi Marmara olayının ardından çekişmemiz gibi pek çok olay da destek vermektedir.
İnsanlar bilmediğinden korkar ve korktuğu şeyden de genellikle nefret eder. Buna istisna olarak sadece Tanrı gösterilebilir. İnsanlar Tanrıdan korkar ama ondan sapkın değilse nefret etmez. Söz konusu ülkelerdeki insanlar Türkleri ve Osmanlı'yı yanlı tarih kitaplarından öğrendiği için, yeterince sağlıklı bilgiler ile Türkleri, Türkiyeyi ve Osmanlıyı tanıyımıyor ve nefret demesek bile, bizlere ve ülkemize karşı önyargılı davranıyorlardı. Ancak son dönemlerde yaygınlaşan Türk dizileri bu ülkelerde gösterilmeye başlayınca bir anda politikacıların onlarca yılda sağlayamayacağı bir gelişme ortaya çıktı. Sahra üstü Afrika'dan Balkanlara kadar geniş bir coğrafyada insanlar Türklerin dizilerini gördü, beğendi. Türk kültürü, Türklerin yaşayışları önlerindeydi artık. Bu reklam ve Türkiye propagandası o kadar başarılı oluyor ki, artık bu ülkelerden biri ile karşılaşırsak mutlaka dizilerden söz ediyorlar.
Birkaç yıl önce Riyad'dan, şimdi adını hatırlamadığım biri ile konuşmaktaydım. Bana orada gösterilen bir Türk dizisinden söz etmişti. Ben pek dizi daha doğrusu televizyon seyretmediğim için hangi diziden söz ettiğini anlayamamıştım. Üstelik dizideki karakterlerin isimlerini de değiştirmişler ve arkadaş dizinin Türkçe ismini de bilmiyordu. Dizinin ne kadar hayranı olduğundan ve akşamları dizinin yayınlandığı saatlerde sokaklarda kimsenin olmadığından söz ediyordu. Aklıma bir zamanların Kurtlar Vadisi gelmişti. İnsanlar bir anda sokaklardan eve koşuştururur, hatta işini yarım bırakır, vadi başlıyor diyerek eve koşuştururdu.
Bir süre sonra dizinin müziğini buldu bir yerlerden ve bana dinletti. TV ve dizilerle hiç aram olmadığından şu anda hangi dizi emin olamıyorum ama sanırım Ihlamurlar Altında'ydı. Sonra Behlül hayranlığı ve arkası geldi.
Dün gazetede gördüğüm bir haber ise tek bir bölümüne bile bakmadığım Muhteşem Yüzyıl hakkında. Slovakya'da meğer çok meşhurmuş ve bu dizinin oyuncuları Slovakya'ya bile gitmiş. Son olarak bir Slovak müzik grubu dizi oyuncularının maketlerini kliplerinde oynatmış. Video'yu izlerken bizim Muhteşem Süleyman'ı oynayan Halit Ergenç'in maketinin yanında şarkı içinde ingilizce "Son of a bitch" ( o.ç. anlamına gelir ) dediklerini duydum ama Slovakça bilmediğimden kast ettiği Sultan Süleyman mıydı anlayamadım. Müzik berbattı, hatta müzik bile değildi ama, bütün bunlar iyi kötü bir tür tanıtım ve reklamdır. ABD'nin Hollywood ile tüm dünyaya kendi reklamını ve propagandasını yaptığını herkes bilir. Hatta bu filmlerden etkilenip Ruslar'a canavar gözüyle bakabilirsiniz. Ama bu his tatil için Türkiye'ye gelen manken vücutlu ve melek yüzlü Rus kızlarını görene kadar sürer. Eğer entelektüel iseniz Dostoyevski, Tolstoy ya da Gorki'den bir kitap okumanız da size Rusların iç dünyasını gösterir. Tabi bu yazarları okumakla entelektüel olamayacağınız gibi, bana göre okumadan kesinlikle olamazsınız, ama okunası yazarlardır ve pek çok İngiliz ve Fransız yazardan kıyas kabul etmez şekilde başarılıdırlar.
Medyanın toplum üzerindeki etkisi ve gücü artık su götürmez bir gerçek. Türk dizileri de bir zamanların Osmanlı tebaasını oluşturan toplumlara Türk'lerin ve Osmanlı'nın propagandasını yapıyor. Türk dizileri devletten destek alıyor ama daha çok teşvik edilmeleri gerekir. Bu etki artırılmalıdır. Bazı hayalperestler gibi o ülkeleri tekrar sınırlarımıza katıp Osmanlıyı canlandırma gibi bir gerçeküstü hayalim yok ve olmamalı ama o ülkelerdeki insanların sempatisini kazanmanın her anlamda Türklere ve Türkiye'ye çok olumlu etkileri olacaktır.
Aşağıda bu müzik klibini görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder