Bu blogun öyle pek ziyaretçisi olmaz. İlk açtığımdan beri böyledir. Zaten ben de çok kişiye ulaşma hedefiyle açmamıştım burayı. Bir tür için dökme aracıdır sadece benim için. Farklı yerlerde farklı konseptler altında birşeyler yazar paylaşırım ama içimi dökebileceğim, herhangi bir konsepte bağlı kalmanın gerekliliği olmadan özgürce dilediğimi yazabileceğim tek mecra burası. Aslında burasıydı demek daha doğru olur.
Uzunca bir süredir öyle blogda yazmak, birşeyler paylaşmak gelmiyor içimden. Motto olarak "Söyleyeceğim çok şey var" demiştim blogu açtığımda. Halen de durur yukarıda bu motto. Ama sustum. Neden mi?
Nedeni belli. Tahmin edilebilir. Üstelik tahminlerin büyük bölümü doğru olacaktır. Yanılma olasılığı çok çok düşük.
Burası benim içimi döktüğüm bir yer olduğundan, öyle yazılarımın okunmaması, yorumlanmaması falan umurumda değil. Tabi çok kişi okursa ve hele de yorum yazar, fikir ve görüşlerini belirtirse, bundan şikayetçi olmam. Hatta mutlu olurum. Ekmek kadayıfının üstündeki kaymak gibi olur. Tadından yenmez. Yani yazmamak için bir neden değil.
Söyleyecek çok şeyi olanın, söyleyeceği şeyleri söylemek için de zamanı olur. Bulur bir şekilde. İnsanın istediği şeylere ayıracak zamanı hep vardır. Zamanım yok mazereti aslında "çok da işime gelmedi" demektir. O yüzden zamansızlık gibi bir mazeret de değil yazmamamın nedeni.
Özgürlük meselesidir yazmama engel sebep. Yani var olmayan bir özgürlük. Olmayan bir özgürlük. Başıma bir iş gelir mi kaygısıdır hep. Korkağım belki biraz. Ama cesaret bir işe yarayacak olsaydı, cesur da olurdum elbet. Yani korkudan ziyade ümitsizlik var biraz da. Birilerinin hoşuna gitmezse yazdıklarım -ki gitmeyecektir kesin- olacakların faturasını ödemek istememektir biraz. Şu üç günlük dünyada kısacık bir ömürdür sahip olduğum, onu da olabildiğince huzurlu ve başım ağrımadan yaşamak istememdir. Bu nedenle kimse beni kusurlu bulamaz sanıyorum. Ama derseniz ki; "Bu ülkede öyle bir hayat mümkün mü?". Hayır derim. Ama elden ne gelirse yapmak lazım.
E söyleyeceğim pek çok şey var olsa da söyleyemediğime göre, burada yazmanın da bir anlamı yok. Peki bu blogu kapatmak ya da öyle kaderine terk etmek için yeterli bir neden mi?
Söyleyeceğim çok şey olduğuna göre, zararsızlar da var arasında. Onları söyleyeceğim artık. Otosansür diyorlar ya...Tam da budur yapacağım. Aman milyonlarca kılımız rahatsız olmasın diyelim.