Öncelikle insanlarda hastalık yapan beş temel canlı türü vardır. Amip gibi tek hücreli canlılar, mantarlar, bakteriler, bağırsak kurdu ve tenya gibi parazitler ile virüsler. Bunların arasında virüslerin canlılığı biraz tartışmalıdır. Virüslerin dışındakiler normal hayat döngülerinin en azından bir bölümünü insan vücudunda sürdürmeye kalkarsa hastalığa yol açarlar. Örneğin enfeksiyona yol açan bakteriler tıpkı bağırsaklarımızdaki milyarlarca simbiyotik bakteri gibi canlılığını sürdürmek ve çoğalmak ister ancak onların eylemleri metabolizmamızı olumsuz etkiler ve hastalığa neden olur. Bağırsaklarımızdaki bakteriler ise hem sindirimimize yardım eder hem de bizim sentezleyemediğimiz bazı maddeleri bize sağlarlar. Haliyle karşılıklı kazan-kazan ilişkisi vardır. Ancak virüslerde durum biraz daha değişiktir.
Virüsler çok çok küçüktür. O kadar küçüktürler ki mikroskop altında dahi görülmesi zordur. Yapı ve şekil olarak farklılıklar gösterseler de temelde bir DNA veya RNA ile bunu çevreleyen bir kılıftan oluşurlar. Kılıfın üzerinde çeşitli girinti ve çıkıntılar ya da uzantılar bulunabilir. Virüs bir canlı hücre ile temas ettiğinde eğer kılıfındaki proteinler ile hücre zarı birbirine uyuyorsa adeta bir anahtarın kilide uyması gibi hücre zarına tutunur, hücre zarında bir delik açarak genetik kodunu hücrenin içine gönderirler. Virüse ait genetik kod hücre içine girdiğinde hücrenin tüm kaynaklarını adeta sömürerek kendi çoğaltır. En sonunda hücre dayanamayarak parçalanır ve ortaya yüzlerce kopyalanmış virüs yeni kurban hücreleri enfekte etmek için yayılır.
Virüs ve hücre zarı arasında uyum yoksa virüs o hücreye bağlanıp genetik kodunu hücrenin içine aktarmaz. Yani hücreyi enfekte edemez. Haliyle her virüsün enfekte edebileceği hücreler belirlidir. Hatta virüsler aynı canlıdaki farklı dokuları enfekte edebilirler. Örneğin grip virüsleri sinir hücrelerini veya karaciğeri enfekte etmeyebilir. Bu durum insanlarda çok hafif atlatılan bazı hastalıklara yol açan virüslerin diğer başka canlılarda son derecede ölümcül olabilmesini de sağlar. Örneğin insanda hafif bir hastalığa yol açan bir grip virüsü farelerde çok daha hayati organ ve dokuları tahrip ederek ölümcül olabilir. Bunun temel nedeni anahtar-kilit uyumudur.
Virüslerin genetik kodunu hücre içine aktardıktan sonra kendini çoğalttığını söyledik. Bu çoğaltma sırasında zaman zaman küçük hatalar meydana gelir. Bu hatalar aslında mutasyondur. Mutasyon sonucu genetik kodu ilk virüsten farklı bir virüs ortaya çıkar. Genetik kodun farklılığı bu virüsün kılıfının da farklı özellikte olmasına yol açar. Yani anahtar değişir. Anahtar değişince artık farklı kilitlerle uyumlu hale gelebilir.
Eğer kuşlarda veya herhangi bir başka canlıda hastalık yapan ancak insana ait hücreleri enfekte edemeyen bir virüs uğrayacağı bir mutasyon sonucu insan hücrelerine uyumlu hale gelirse artık insanlarda da hastalığa yol açabilir hale gelir. Kuş gribi ve domuz gribinin insana geçişi böyle olmuştur. Mutasyon sonucu bu canlıları enfekte eden bir virüs insanları da enfekte edebilir hale gelmiştir.
Virüslerden kurtulmak kolay değil. Görece sıklıkla mutasyon yaşadıklarından değişip durduklarından kalıcı önlem almak da mümkün değil. Örneğin bağışıklık sisteminizin tanıdığı ve artık sizi hasta edemeyecek olan bir grip virüsü geçireceği bir mutasyonla başkalaşarak artık bağışıklık sisteminizin tanımadığı bir virüse dönüşerek sizi tekrar hasta edebilir. Grip aşılarının her yıl yenilenmesi bu nedenledir. Bir önceki yıl tespit edilen ve aşısı üretilen tüm grip virüsleri için aşı üretilir ve virüsler her yıl değiştiğinden bu aşınını da her yıl güncellenmesi gerekir. Aynı nedenle grip aşılarının koruyuculuğunun %100 olamamasının nedeni de bu mutasyonlardır. Aşının içinde yer alan bir virüs sizi hasta etmeyebilir ancak hasta ettiği bir arkadaşınızda mutasyona uğrar ve size ulaşırsa aşınız bu yeni mutasyona uğramış virüse bağışıklık sisteminizi hazırlamadığından sizi hasta edebilir.
Kısacası virüsler doğanın bir parçası ve sıklıkla mutasyona uğruyorlar. Her mutasyon neticesinde ortaya önceden özellikleri kestirilemeyen virüsler çıkıyor. Normalde insanlarda hastalığa yol açamayan fakat farklı canlılarda hastalık yapabilen virüsler mutasyonla insanları hasta edebilir hale dönüşebiliyor. Bu nedenle ister kuş olsun ister domuz ya da herhangi bir başka canlı için hastalık yapan virüs insana geçebiliyor. Bu da gelecekte daha çok defa hayvanlardan insanlara geçen virüslerin yol açtığı salgınlarla karşı karşıya kalacağımızı öngörebiliriz. Ne kadar tehlikeli olacakları konusunda ise kimse böyle bir salgın başlamadan kimse bir şey söyleyemez.