Şeytan, insanları cehenneme sürüklemeye çalışan kötü varlık. Cehennem bildiğimiz kadarıyla insanların gitmek istemeyeceği, dünyadaki en dayanılmaz acıları ve en zalim işkenceleri kat be kat aşacak derecede acı dolu bir yer. Böyle kötü bir yere insanları çekmeye çalışan bir varlıktan korkulması ve onun kötü kabul edilmesi de tartışılmayacak bir şey. Ancak Şeytan'ın insanlarla derdi ne?
Adem (a.s) yaratıldığında bildiğimize göre, Tanrı meleklerle birlikte Şeytan'a da Adem'e secde etmesini buyurdu. Ancak Şeytan kibirliydi, karşı geldi, ve lanetlendi. O zamandan beri de insanların düşmanıdır.
Burada kafalarda soru işareti uyandıran bazı noktalar yok mu? Şeytan kendini yaratan mutlak güç sahibi varlığa karşı gelmiştir, üstelik O'na karşı gücünün yetmeyeceğini bile bile. Şeytan gerçekten ya çok aptal olmalı, ya da bu işte başka, bilmediğimiz bir şeyler olmalı.
Tanrı her şeyi yaratan, her şeyi gören, duyan ve bilendir. O'ndan bir şey saklamak, imkansızdır. Kuran'ı Türkçe'sinden okuyan herkes, buna benzer ifadelerin defalarca tekrarlandığını görür. O halde Tanrı Şeytan'a secde etmesini buyurduğunda, Şeytan'ın karşı geleceğini zaten bilmekte olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Çünkü Şeytan'ı yaratan, Şeytan'ın hamurunu karan O'dur. Tanrı yarattığı Şeytan'a ne kadar kibir kattığını zaten biliyordu. Normalden on kat fazla tuz kattığınız çorbadan tatlı olmasını nasıl bekleyemezseniz, Şeytan'ın da kendi kibir sınırlarını aşan bir emre uymasını da o kadar bekleyemezsiniz. Tanrı Şeytan'dan kabullenemeyeceği, kaldıramayacağı bir şey isteyerek, kendisine asi gelmesini sağlamıştır denilebilir.
Bu açıdan bakıldığında Şeytan'ın suçu, kendini yaratan Tanrı'ya bile asi gelmesine neden olabilecek kadar kibirli yaratılmış olmaktır. Şeytan'ın suçu, kendi tahammül sınırlarını aşan bir emri kaldıramamaktır. Şeytan'ın suçu, günahı Şeytan olarak yaratılmış olmaktır. Şeytan yaratılışına uymuştur, ve lanetlenmiştir. Hatta Şeytan, lanetlenmek için yaratılmıştır, lanetlenmek onun yazgısıdır.
İşin çok daha garip bir boyutu daha vardır. Şeytan, her nasılsa Tanrı'ya bir teklif götürür, ve insanları kandırabileceğini, yani insanların gerçekten de ondan daha aşağı bir varlık olduğunu ispatlayacağını iddia eder. İnsanları ve Şeytan'ı yaratan Tanrı'nın, kimi kimden üstün yarattığını bilmemesi mümkün müdür? Eğer şeytan kesin olarak aptal değil ise, insanların Şeytan'dan daha üstün olmaması gerekir. Bu durumda Şeytan'a kendisinden daha düşük yaratılmış varlıklara secde etmesi buyurulmuş demektir.
Sonra Şeytan ve Tanrı bir iddiaya girerler. Şeytan insanları yoldan çıkaracağım derken Tanrı, hayır çıkaramayacaksın der. Yeryüzüne binlerce peygamber geldiğini kabul ettiğimize göre, Şeytan başarısız da sayılamaz. İnsanları defalarca yoldan çıkarmıştır ve Tanrı tekrar insanları yola getirmek için peygamber göndermiştir. Ancak Şeytan o kadar başarılıdır ki, inen peygamberlerin bir kısmı, indirildiği toplumca linç edilmiştir. İslama göre Tanrı en son İsa'yı insanların zulmünden kurtarmıştır. Ancak, günümüz dünyasına, çıkan savaşlara, dökülen kanlara, gazetelerin ikinci sayfa haberlerine, dünyada şeriat adı altında gerçekleştirilen ve insanlığa sığmayan işkencelere (Daha geçenlerde bir Afrika ülkesinde tecavüze uğrayıp hamile kalan bir kadın taşlanarak öldürülmüştür, tecavüzcü de beraat etmiştir, ve bu kararı şeriat mahkemesi vermiştir), dökülen kan ve gözyaşına bakarsak, Şeytan yine kazanmaktadır.
Tanrı'nın insanlar yoldan çıktıkça peygamber göndermesi de bir bakıma hiledir. Tanrı ve Şeytan insanlar üzerinden bir kumar oynamıştır, ve Şeytan kazandıkça Tanrı, peygamberler göndererek hile yapmıştır.
Sınav diye gönderildiğimiz bu dünya hayatı, Şeytan ve Tanrı'nın kumar masasından başka bir şey değildir. Bu dünyada çektiğimiz acılar da, bu oyunun gereğidir. Yani aslında bir oyuncaktan başka bir şey değildir insanlar. Ve bu oyunun oyuncakları olan biz insanlar, Şeytan'dan kat be kat fazla Tanrı'dan korkmalıyız. Çünkü Tanrı Şeytan'ın olabileceğinden çok daha zalim ve kötü olabilir. Unutmayın, Şeytan kendiliğinden var olmadı, ve cehennemi Şeytan yaratmadı. Tanrı Şeytan'ı yaratacak ve bir cehennem inşa edecek kadar zalim ve kötüdür. Tanrı aynı zamanda hiç bir başka varlığın olamayacağı kadar iyi ve merhametlidir de. Kimse onun kadar iyi ve merhametli olamaz, ancak kimse onun kadar kötü ve zalim de olamaz. Tanrı tüm sıfatların limitidir. Ondan ötesi yoktur.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Tanrı bir düzen kurmuş, ve bu düzene göre Şeytan'ın asi olması gerekmiştir. Şeytan bir bakıma isyana bizzat Tanrı tarafından azmettirilmiştir. Aslında, her ne kadar başımızın belası olsa da, her ne kadar düşmanımız olsa da, Şeytan yaratılış amacını gerçekleştirmektedir. O aslında masumdur. Canımızı alan Azrail'e ne kadar nefret besleme hakkımız varsa, Şeytan'a da o kadar nefret besleme hakkımız vardır. Çünkü her iki varlık da, bu açıdan bakıldığında, kendi işlerini yapmaktadır. Yapmak için yaratıldıkları işi yapmaktadırlar. Şeytan, yine bu açıdan bakıldığında, acınası bir varlıktır. O yaratılıştan kaybetmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder